İdam edilen her dokuz kişi için bir kişinin suçsuz olduğunu tespit ettik ve o kişi salıverildi. | TED | فمن بين كل تسعة أشخاص مُعدَمين ، تمكّنا من تحديد شخص بريء تمت تبرأته وإنقاذه من الإعدام. |
53 yıl önce bugün, dokuz kişi tam bu alanda kamp kurdu yemek yedi ve uykuya daldı. | Open Subtitles | قبل 53 سنة نصب تسعة أشخاص المخيم في هذا المكان وتناولوا العشاء وذهبوا للنوم |
Saldırıda dokuz kişi ölmüş ama bombacılardan biri kurtulmuş. | Open Subtitles | تسعة أشخاص ماتوا ؟ في الهجوم و لكن واحد من المهاجمين نجا |
Şu anda içimizden dokuz kişi çocuğun masum olduğunu düşünüyor. | Open Subtitles | تسعة منا لديهم شعور الآن بأن المتهم بريء. |
Biri eve gitti ve sonra dokuz kişi kaldı. | Open Subtitles | رحل منهم واحد ثم صاروا تسعة |
dokuz kişi içeri girdi. Dokuz Taliban. | TED | دخلوا وقد كانوا تسعة أشخاص -- تسعة أشخاص من طالبان. |
Sonra geri geldiler, ve dokuz kişi daha aldılar. | Open Subtitles | ثم عادوا من جديد وأخذوا تسعة أشخاص |
dokuz kişi bu gece havaalanında öldürüldüler. | Open Subtitles | تسعة أشخاص قد قتلوا بالمطار الليلة.. |
Birkaç yıl önce bir kaza yaşandı ve petrol kuyusu patladı ve dokuz kişi öldü. | Open Subtitles | منذ بضع سنوات , واحد من ... حفاراته ضرب غاز حامض ومن ثم البئر انفجر الغاز انفجر باتجاه الريح وقتل تسعة أشخاص |
Ve toplasan en fazla dokuz kişi var tüm kasabada | Open Subtitles | و يضهر كما لو أن المدينة بها تسعة أشخاص |
Artık seni ele geçirdi. On iki saat önce, kapanış vaktinde One Ball Oteli'nde en az dokuz kişi vardı. | Open Subtitles | تسعة أشخاص على الأقل في أحد مراكز (بول إن) عند موعد الإغلاق قبل 12 ساعة |
dokuz kişi gemiye çıktığında oksijen kullanımı düşer bana bir kaç dakikalık daha hava kalır. | Open Subtitles | يغادر تسعة أشخاص السفينة، فينخفض معدّل إستخدام الأوكسجين... ما يترك لي دقائق إضافية من الهواء، أيّ أحد يستطيع القيام بنفس الحسابات. |
Maalesef, burada dokuz kişi bulunuyor. Şimdi... | Open Subtitles | لسوء الحظ، هُناك تسعة منا في الوقت الحالي |
Ben dâhil toplam dokuz kişi çalışıyoruz. | Open Subtitles | بما فيهم أنا، هناك تسعة منا يعملون معاً. |
Fakat bizde dokuz kişi var. Sizdeyse üç. | Open Subtitles | ولكن هنالك تسعة منا مقابل ثلاثه منكم |
Biri eve gitti ve sonra dokuz kişi kaldı. | Open Subtitles | رحل منهم واحد ثم صاروا تسعة |