"dolaşıyordu" - Translation from Turkish to Arabic

    • يتجول
        
    • يجوب
        
    • يتجولون
        
    • كانت تتجول
        
    Belki çıplak ayaklarla dolaşıyordu. Sonrada camlara bastı. Open Subtitles ربما كانت يتجول حافي القدمين، وأنها صعدت على الزجاج.
    Etrafta kaybolmuş bir halde tek başına dolaşıyordu ben de onun benim olduğunu düşündüm sonra da onu parka götürdüm bundan hoşlanacağını düşündüm sonra ona ilaç almaya gittim ve geri geldiğimde onu bulamadım. Open Subtitles لقد كانَ يتجول وحيداً ، ضائعاً وظننتُ انهُ كانَ إبني واخذتهُ إلى المنتزه
    Yollarda dolaşıyordu. Evimi nereden biliyordun? Open Subtitles وجدت كلبك كان يجوب الشوارع
    Adam arabasında kesik başla dolaşıyordu, Steven. Open Subtitles الرجل كان يجوب ومعه رأس في سيّارته، (ستيف)
    Üç küçük Kızılderili oğlan hayvanat bahçesinde dolaşıyordu, büyük bir ayı birini kucakladı ve kaldı geriye ikisi. Open Subtitles ثلاثة هنود صغار يتجولون فى حديقة الحيوان فقام دب كبير بضم أحدهم فتبقى منهم إثنان
    Ve anne babalar dolaşıyordu etrafta çocuklarının yaşayıp yaşamayacağını öğrenmek için, tamamıyla benim yaptığımdan ötürü. Open Subtitles و الأهالي يتجولون حولهم , إنهم ينتظرون ليعرفو عما إذا كان أطفالهم سيعيشون أم سيموتون و كل السبب ما فعلته أنا
    Çocuğun markette bir başına dolaşıyordu. Open Subtitles طفلتك كانت تتجول فى الانحاء متجر بقاله وحدها
    Kafamın içinde dolaşıyordu. Open Subtitles كان يتجول في رأسي
    Evet, ispiyoncu yüzündeki iğrenç sırıtışıyla o... pu çocuğu Reggie'nin... evinin etrafında dolaşıyordu. Open Subtitles هذا الحقير الواشي يتجول في حي ريجي...
    Bir kamerayla dolaşıyordu... Open Subtitles كان يتجول مع آلة التصوير..
    Olaydan sonra Wade etrafta hayalet gibi dolaşıyordu. Open Subtitles ماذاحدث.. كان (وايد) يتجول بالمكان وكأنه شبح
    Sarhoş bir şoför Jerry'i öldürünce Jerry'nin çocuklarına bağış toplamak için bisikletle ülkeyi dolaşıyordu. Open Subtitles و كان يجوب المدينة بدراجته ليجمع المال لأجل أطفال (جيري) عندما صدمه سائق ثمل
    Gecenin içinde bir yerlerde Manhattanlı bir kitap editörü yanında bir best seller yazarı ve bagajında ölü bir köpekle Pittsburgh caddelerinde dolaşıyordu. Open Subtitles فى مكان ما فى الليل ... (محرر كتب من (مانهاتن ... (كان يجوب شوارع (بيتسبيرج ... و صاحب أفضل مبيعات للكتب بجانبه
    "Üç küçük kızılderili hayvanat bahçesinde dolaşıyordu Open Subtitles ثلاثة هنود صغار # # كانوا يتجولون فى حديقة الحيوانات
    Koridorları dolaşıyordu. Open Subtitles -كريستينا) لقد كانت تتجول)

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more