"dolabın içinde" - Translation from Turkish to Arabic

    • في الخزانة
        
    • في الدولاب
        
    • في خزانة
        
    • فى الخزانة
        
    • داخل الخزانة
        
    • بالخزانة
        
    • بداخل الخزانة
        
    Gömme Dolabın içinde saklanıyorduk, o da bizi bulmaya çalışıyordu. Open Subtitles كنا نختبيء في الخزانة و هي كانت تحاول أن تجدنا
    Mavi tüpü çözüp Dolabın içinde koymalı, ve bu lanet olası yeri havaya doğru tutmalıyım. Open Subtitles سأفتح الخزان ثم أختبئ في الخزانة وأُفجر المكان اللعين فكرة سيئة
    Evet, Dolabın içinde kilitliydi. Kapının etrafına bant çekilmişti. Open Subtitles نعم، كان محبوساً في الدولاب كان هناك أشرطة علي كافة أنحاء الباب
    Cesedi Dolabın içinde bulunan kadın da silahla vurulmuştu... Open Subtitles ووجدت آمراة في خزانة مصابة آيضآ بعدة طلقات
    Bir Dolabın içinde öylece asılı dururken çok yalnız görünüyordu. Open Subtitles ... إنه فقط يبدو وحيدا و هو معلق هنا فى الخزانة
    O Dolabın içinde ne varsa, öyle korkunç, öyle güçlü bir şey ki, ...sıradan küçük bir çocuğun korkularını, ...zaman ve uzayın bütün engellerini aşıp bana ulaşacak kadar büyüttü. Open Subtitles مهما كان ما يوجد داخل الخزانة فهو سيء جدا، قوي جدا و الذي يقوم بتضخيم مخاوف طفل صغير عادي عبر كل حدود الزمن و الفضاء
    Unutmadan söyleyeyim eğer üşüyecek olursan Dolabın içinde battaniye var. Open Subtitles نسيت ان اخبركِ توجد بطانية بالخزانة إذا شعرتِ بالبرد
    Dolabın içinde ne olduğunu bilmek istediğini sanmıyorum. Open Subtitles لا اعتقد انك تريد ان تعرف ما بداخل الخزانة
    Modemi yeniden başlatman gerekirse, Dolabın içinde. Open Subtitles ولو احتجت إلى إعادة تشغيل جهاز الإنترنت لسبب ما، فهو في الخزانة
    Kovboy çizmeleri vardı yağmur yağdığında giyerdi onlara Dolabın içinde dayardım. Open Subtitles كان لديها أحذية رعاة البقر تلك، ترتديها عندما تُمطر... أقوم بركوبها وأنا في الخزانة.
    Finley, Dolabın içinde ne yapıyorsun? Open Subtitles فينلي.. مالذي تفعله في الخزانة
    Bu çantanın içine koyup Dolabın içinde bırak. Open Subtitles ضعها في هذا الكيس واتركها في الخزانة
    - Evet. Dolabın içinde bir kutu daha var. Open Subtitles هناك صندوق آخر مثله في الخزانة
    Dolabın içinde daha fazlası var. Open Subtitles هناك المزيد في الدولاب.
    Dolabın içinde. Tamam. Open Subtitles إنها في الدولاب
    Dolabın içinde bir şeyler oluyor. Open Subtitles هنالك شيئ في الدولاب
    Çocuklarla dolu bir okulda bir tahta Dolabın içinde kibritle oynuyordu. Open Subtitles لقد كان يلعب بأعواد الكبريت في خزانة الملابس في مدرسة مليئة بالأطفال.
    Misafir odasındaki Dolabın içinde eşyalarının olduğu bir ya da iki tane kutu var. Open Subtitles هناك علبة أو علتين من أشياءك ما زالت في خزانة غرفة الضيوف
    Parker, Brett, Bu Dolabın içinde. Open Subtitles باركر ، بيرت ، انة فى الخزانة
    Lambanın düğmesi neden Dolabın içinde olur ki? Open Subtitles لماذا كان مفتاح الضوء داخل الخزانة
    - Ne? Dolabın içinde bunu bulmuşlar. Open Subtitles -لقد تركوا هذه في داخل الخزانة .
    Dolabın içinde duruyor. Şaşırmadım. Open Subtitles بالطبع, إنهُ بالخزانة
    Havlular orda Dolabın içinde. Open Subtitles المناشف هناك بالخزانة
    Ama Dolabın içinde ne olduğunu biliyordum. Open Subtitles لكننى اعرف ما كان بداخل الخزانة
    Arka tarafta, Dolabın içinde? Open Subtitles مع ذلك, في الخلف بداخل الخزانة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more