| dolabın içine, yatağın altına, karanlığın seni bulamayacağı bir yere gir. | Open Subtitles | فقط إختبئي في الخزانة تحت السرير أي مكان لن يصل الظلام إليكِ فيه |
| ...o yüzden odama sakladım, dolabın içine. | Open Subtitles | لذا أخفيتها في غرفتي ، في الخزانة |
| O odaya gir ve dolabın içine saklan. | Open Subtitles | ادخلي الغرفة واختبئي في الخزانة. |
| Şimdi dolabın içine bakıyorum ve ve metal bir kupa görüyorum. | Open Subtitles | أنا انظر إلى الخزانة الآن ...وأرى ...أرى كوب صفيح |
| dolabın içine gir ve sessizce bekle. | Open Subtitles | إختبىء داخل الخزانه وابقي هادئه |
| Ama dolabın içine girdiği zaman bir daha kadını gören olmamış. | Open Subtitles | ولكن عندما خطتّ إلي داخل الخزانة أختفت ولم تظهر من جديد. |
| Bunları dolabın içine sığdıramadım. | Open Subtitles | لم أتمكن من وضع هذه في الخزانة |
| dolabın içine fazladan bir yastık tutuyorum. | Open Subtitles | أنا أحتفظ بوسادة إضافية في الخزانة |
| - Korunmak için aldım ve dolabın içine sakladım. - Şimdi silah nerede, Glen? | Open Subtitles | احتفظت به في الخزانة للحماية |
| Biz dolabın içine girdik! | Open Subtitles | لقد دخلنا إلى الخزانة |
| dolabın içine girmiştik! | Open Subtitles | لقد دخلنا إلى الخزانة |
| Sophie kızlardan birini kilitli bir dolabın içine tıkmış. | Open Subtitles | لقد قامت "صوفي" بدفع إحداهم إلى الخزانة |
| dolabın içine gir ve orada bekle, tamam mı? | Open Subtitles | ادخلي الخزانه وابقي هناك، حسناً؟ |
| Bıçağı aldı ve dolabın içine adının baş harflerini kazıdı. | Open Subtitles | ...وأخذت تلكك السكين و نحتت أحرفها الاولى في الجزء الخلفي لهذه الخزانه , هنا |
| Bir şekilde dolabın içine girmiş olmalıyım çünkü babamın şey dediğini duydum: | Open Subtitles | لابد وأن الخزانه قد سقطت فوقى |
| Millet patır patır ölmeye başlayınca, dolabın içine saklandım. | Open Subtitles | عندما بدأوا بالتهافت قفزت الى داخل الخزانة |