"dolanıyor" - Translation from Turkish to Arabic

    • يتجول
        
    • يحوم
        
    • يتجولون
        
    • يتجوّل
        
    • منتشرة
        
    • يجوب
        
    • هناك تطور في
        
    • تمرح فى
        
    Evet, bilirsiniz, mahallenin devriyesi gibi dolanıyor. Ve kendine Şampiyon diyor. Open Subtitles و هو يتجول في الأحياء و يطلق على نفسه اسم البطل
    Sinirli sinirli dolanıyor, aptal olduğumu söylüyor ve konuştuğu tek konu seks. Open Subtitles ، يتجول غضباناً ، ينعتني بالغبيّ . وكل مايتحدث عنه هو الجنس
    Bu eski dedikodu Dissot Köşkü'nde uzun zamandır kulaktan kulağa dolanıyor. Open Subtitles هذا المخرب الكبير كان يحوم حول فيلا ديسوت لدهر من الزمان
    Bu ülkedeki birçok siyahi insan, bir köle sahibinin soyadıyla etrafta dolanıyor. TED معظم الناس السود في هذه البلد يتجولون وهم يحملون أسم سيدهم الأخير.
    Çünkü New York'un aşağısında pizza almak isteyen çocukların parasından uçlanmak için dolanıyor. Open Subtitles لأنّه يتجوّل في الجانب الشرقي داهساً الصبية بزلاجته لأجل امال
    Etrafta çok fazla grip virüsü dolanıyor. Şimdi, haydi. Doktor'un bugün çok işi var. Open Subtitles الانفلونزا منتشرة هذه الأيام والآن هيا فالدكتور لديه يوم حافل
    Şu anda bir yerlerde dolanıyor ve intikam için fırsat kolluyor. Open Subtitles والآن يجوب في البراري ينتظر فرصته للأنتقام!
    İnternette bir dedikodu dolanıyor, insanlar seni arıyormuş. Open Subtitles هناك تطور في الثرثرة عبر الإنترنت، ثمة أشخاص يبحثون عنك.
    Sam,dikkatli ol! Gillespie koku almış gibi etrafta dolanıyor. Open Subtitles سام ، ابق متيقظا القائد غيليسبي يتجول خارجا
    Bilmiyorum. Ama onu her kim öldürdüyse şu anda Chester's Mill'de dolanıyor. Open Subtitles لا أعلم لكن مَن قتلها يتجول في البلدة الآن
    Berbick de ellerini kaldırmış, maçı kazandığını düşünerek dolanıyor. Open Subtitles بيربيك يتجول حوله هو يرفع أيديه فوق في الهواء كما لو أن هو ربح المعركة
    Antibiyotik almak yerine etrafta yürüyen ölüler gibi dolanıyor. Open Subtitles هو يتجول مثل موتى الأحياء بدلاً من ان يأخذ بعض الادوية
    Bir şey onu rahatsız ediyor. İki gündür laboratuvarın etrafında dolanıyor. Open Subtitles شيء ما يزعجه ، لقد ظل يحوم حول المختبر خلال اليومين الأخيرين
    Şu adam ortalıkta dolanıyor ve dikkat dağıtıyor Hal. Open Subtitles هذا الرجل كان يحوم حول التصوير إنه يشغلني جداً آسف
    İçinde domuz parçaları olan insanlar mı dolanıyor etrafta yani? Open Subtitles اذن هناك اناس حقيقيون يتجولون مع اعضاء خنازير بداخلهم ؟
    Neden zehirli madde giysisi giymiş herifler, uzaylı gibi dolanıyor ortada? Open Subtitles لمَ هناك رجال يرتدون بدلات واقية يتجولون بالجوار مثل الكائنات الفضائية؟
    Hayır, etrafta dolanıyor öyle. Open Subtitles كلاّ، هُو يتجوّل في المكان وحسب.
    Etrafta neden dolanıyor hâlâ anlayamıyorum. Open Subtitles ما زلت لا أفهم لماذا تتركه يتجوّل
    Etrafta çok fazla grip virüsü dolanıyor. Şimdi, haydi. Doktor'un bugün çok işi var. Open Subtitles الانفلونزا منتشرة هذه الأيام والآن هيا فالدكتور لديه يوم حافل
    Şaka yapmıyorum, burada tehlikeli bir köpek dolanıyor. Open Subtitles أنا لا أمزح ثمة كلب شرس" "يجوب المنطقة
    İnternette bir dedikodu dolanıyor, insanlar seni arıyormuş. Open Subtitles هناك تطور في الثرثرة عبر الإنترنت، ثمة أشخاص يبحثون عنك.
    Ama bu Lannister kızı su bahçelerinde dolanıyor. Open Subtitles "وتلك الفتاه "لانيستر" تمرح فى "الحدائق المائية

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more