Joe Tobin üzerinde baskı oluşturup bu dolandırıcılığa katıldı mı bulurdum. | Open Subtitles | أضع بعض الضغط على جو توبن ، أجده اذا كان متورطا بعملية احتيال والده |
Yani, bana yalan söyler veya bilerek yanlış yönlendirirsen dolandırıcılığa yeltenmeye girer ve... | Open Subtitles | اذا كنت تكذب او تضللني عمدا يكون احتيال على السلطات |
Eğer bu kadar kazandıran bir dolandırıcılığa karıştıysa Derek'in öldürüldüğü gece neden hala striptizci olarak çalıştığını anlamıyorum. | Open Subtitles | لا أفهم لمَ ظلّ (ديريك) يعمل كمتعرٍّ في ليلة قتله إذا كان متورطاً في عملية احتيال فسوف تدرّ عليه الكثير من الأموال |
Aslına bakarsanız, birçok hacker bu cezbedici şeylere karşı koyamaz, bu yüzden de öyle ya da böyle her yıl ortadan kaybolan milyar dolarlara, dolandırıcılığa kötü amaçlı yazılımlara ve kimlik hırsızlığına yol açarlar ve bu büyük bir sorundur. | TED | الواقع، أن الكثير من المخترقين لن يقاوموا تلك المغريات، وبالتالي هم يتسببون بطريقة أو بأخرى في خسارة مليارات الدولارات سنويا بالاحتيال أو البرمجيات الضارة أو انتحال الشخصية والتي تشكل معضلة حقيقية. |
Dolandırıcılık ve dolandırıcılığa teşebbüsle yargılanıyorsunuz. | Open Subtitles | أنت متهم بالاحتيال والشروع فى الاحتيال |
12 yıl önce ailesiyle birlikte Prag'dayken dolandırıcılığa başladığını düşünüyoruz. | Open Subtitles | نعتقد أنه بدأ بالاحتيال أثناء إقامته مع عائلته في (براغ) قبل 12 عامًا |
Oğlu Joseph Tobin ya da diğer aile bireylerinin bu dolandırıcılığa katılıp katılmadıkları hâlâ net değil. | Open Subtitles | ولا يزال غير واضح ما اذا كان ابنه جوزيف توبن او بقية أفراد العائلة, لهم يد بهذا المخطط "مخطط بونزي". |
Hepimizi bu dolandırıcılığa bulaştıran kişi. | Open Subtitles | -هو الذي أوقعنا في مخطط بونزي |