"dolandırıcılıktan" - Translation from Turkish to Arabic

    • بتهمة
        
    • بالإحتيال
        
    • الغش
        
    • احتيال
        
    • الأحتيال
        
    Martin dolandırıcılıktan, delilleri karartmadan ve adaleti yanıltmaktan dolayı tutuklandı. Open Subtitles واعتقل مارتن بتهمة الاحتيال والتلاعب مع الأدلة وعرقلة سير العدالة
    Geçen Kasım ayına kadar ben de çalışan bir mahkumdum. dolandırıcılıktan hüküm giymiştim. TED حتى نوفمبر الماضي كنت أقضي مدة عقوبتي في السجن بتهمة الاحتيال.
    Bu da yetmezse dolandırıcılıktan içeri atarım. Open Subtitles ان لم يكن ذلك كافيا سأدخلك بتهمة الابتزاز
    Göreceğiz. dolandırıcılıktan seni burada tutup zamanla cinayete karışıp karışmadığını anlarız. Open Subtitles سنرى، يمكننا حجزكَ على إتهامات بالإحتيال وسنتحقق من أمر جريمة القتل بينما نمضي بذلك
    Menkul Kıymetler ve Borsalar Komisyonu dolandırıcılıktan sana dava açacak. Open Subtitles هيئة السوق المالية ستتهمك بالإحتيال تعرف أن صندوقك وهمي
    Paulson ve Geithner AIG'yi Goldman ile diğer bankaları dolandırıcılıktan mahkemeye verme hakkından vazgeçmeye zorladılar. Open Subtitles و فى نفس الوقت أرغم بولسون و جيثنير شركة ايه اى جى على أن تتنازل عن حقها فى مقاضاة جولدمان و البنوك الأخرى بتهمة الغش
    Roper'ın kimyasal silahlara sahip olduğunu bilmez ve tüzel dolandırıcılıktan tutuklayamazsınız. Open Subtitles لا تملكين روبر في حيازة الأسلحة الكيميائية لا يمكنك إلقاء القبض عليه بتهمة احتيال الشركات
    Bak, benim işim hükümeti dolandırıcılıktan yozlaşmadan korumak. Open Subtitles أسمع ، عملي هو أن أحمي الحكومة من الأحتيال والفساد
    Sonunda onu dolandırıcılıktan mıhladıklarında, Sing Sing'te 5 yıl yattı. Open Subtitles وعندما تم اعتقاله بتهمة الاحتيال قضي خمس سنوات في سجن سنج سنج
    F.B.I. dolandırıcılıktan tutuklusun. Open Subtitles المباحث الفيدرالية أنت رهن الاعتقال بتهمة الاحتيال
    Ona dolandırıcılıktan bir yıl verdiler. Hem de yeni doğurduğu halde. Open Subtitles حكم عليها بعام بتهمة التزوير حتى مع وجود مولود جديد
    Sayın hâkim, müvekkilim birinci derece dolandırıcılıktan suçlu bulundu. Open Subtitles جلالتك، عميليّ قد اُدين بتهمة الإحتيال من الدرجة الأولى.
    Yüzbaşı zimmete para geçirmek ve dolandırıcılıktan tutuklandı. Open Subtitles رئيس الفريق قُبضَ عليه بتهمة الاختلاس والاحتيال
    Gerçek ortaya çıkarsa, dolandırıcılıktan suçlanırım. Open Subtitles إسمعي، لو إنتشرت الحقيقة، فسوف أتّهم بالإحتيال.
    Sonra dolandırıcılıktan Toronto'da 2 yıl yatmış. Open Subtitles ومن ثمّ أتّهم بالإحتيال قبل عامين في "تورونتو"
    Menkul Kıymetler ve Borsalar Komisyonu dolandırıcılıktan sana dava açacak. Open Subtitles و هيئة السوق المالية ستتهمك بالإحتيال
    Burada bir dolandırıcılıktan bahsetmiyorsak o zaman bu gece sizin şanslı geceniz. Open Subtitles لو اننا نتكلم فقط عن الغش هنا اذا فهذة ليلة حظك
    Delillerin ışığında, Hindistan Ceza Kanunu'nun 415. bendine göre sizi dolandırıcılıktan suçlu buluyor ve iki ay ağır iş cezasına çarptırıyorum. Open Subtitles بَعْدَ استماعي باهتمام شديد الى الأدله أَجِدُك مذنب بتهمة الغش حسب البند 415 من النظام العرفي الهندي وحكمنا عليك بالأشغال الشاقة لمدة شهرين
    Morgan Stanley de kaybedeceklerine oynadığı mortgage menkul kıymetleri satıyordu ve şimdi Virgin Adaları Memur Emekli Sandığı tarafından dolandırıcılıktan mahkemeye verildi. Open Subtitles أيضا شركة مورجان أستانلى كانت تبيع سندات رهونات و هى تراهن ضدها و لقد قامت هيئة متقاعدى الحكومة بفيرجين أيلاند برفع قضية عليها بتهمة الغش و التضليل
    Şimdi de bu adam dolandırıcılıktan tutuklandı. Çok aşağılayıcı. - Sol göğsümü imzalar mısınız? Open Subtitles وهذا الرجل مطلوب بسبب احتيال بالبريد - هل يمكنك التوقيع على ثديي الأيسر ؟
    Ve Abdikarim, ilacı kaçıran adam, Nijerya'da dolandırıcılıktan aranıyor. Open Subtitles -وعبد الكريم) الذي يؤمّن العقار) ... تمّ الاشتباه به في عمليّة احتيال في "نيجيريا"
    Efendim, Simon'ı dolandırıcılıktan dolayı içeri aldım. Open Subtitles سيدي, تحدثتُ مع (سيمون) من مكتب الأحتيال وطلبتُ منه الأنضمام ألينا
    Hırsızlıktan, dolandırıcılıktan... Open Subtitles من أجل الأحتيال ، السرقة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more