"dolduramaz" - Translation from Turkish to Arabic

    • يحل
        
    • تملأ
        
    • يملأ
        
    • سيملأ
        
    Bakın, yerini hiçbir şey dolduramaz. Geri de getiremezsiniz. Open Subtitles اسمعي، لا يمكن أن يحل شيء محله ولا تستطيعين أن تعيديه
    Çok akıllı olsa da senin yerini dolduramaz. Düşüncesizce bir şey yapmasından korkuyorum. Open Subtitles وبالرغم من ذكائه فلا يمكنه أن يحل محلك وأخاف من تهوره
    Ve çoğunlukla buna kendimiz neden oluyoruz. Ama takındığımız hiçbir maske bu boşluğu dolduramaz. Open Subtitles وهي غالباً من صنع أيدينا لكن لا يمكن للحفلات أن تملأ هذا الفراغ
    Hiçbir anne çocukları için, bu kadar çok çeşit meyveyle buzdolabını dolduramaz. Open Subtitles . .. لا يمكن لأي أم أن تملأ ثلاجتها بمثل تلك التشكيلة من الفاكهة لأطفالها
    Çenesiz bir insan azmanı olabilir ama asla benden geriye kalan boşluğu dolduramaz. Open Subtitles ربما يكون قمامة إنسانية بدون ذقن, ولكنه لن يملأ الفراغ, الذي تركته خلفي.
    Kimse o boşluğu dolduramaz. Open Subtitles لا أحد أبدا سيملأ ذلك الفضاء.
    Kimse Hailey'in yerini dolduramaz ama mateyi elimden geldiğince iyi yapmaya çalışacağım. Open Subtitles لا أحد يستطيع أن يحل محل هايلي لكن ، لما له قيمة تلك الماته من صنعي
    Bu haftanın zor geçeceğini biliyorum ama kimse onun yerini dolduramaz. Open Subtitles أنا أعلم إنه أسبوع صعب لكن لا شيئ ممكن أن يحل محلها
    Hiç kimse babanın hayatındaki ve toplumdaki yerini dolduramaz ama birileri denemeli. Open Subtitles ...لا أحد يمكنه أن يحل محل والدكِ لا في حياتك الخاصة، أو في ...المجتمع عامة لكن على أحدهم أن يحاول
    Onun yerini kimse dolduramaz. Open Subtitles لا أحد يمكنه أن يحل محله
    Ben yalnızca sizin yerinize geçeceğim, Doktor Franklin. Kimse sizin yerinizi dolduramaz. Open Subtitles لا اعتقد احد يا دكتور (فرانكلين) يمكنه ان يحل محلك
    Kimi bulursak bulalım yerini dolduramaz. Open Subtitles أي من نجده فلن يحل محلك
    Bir balık parçası bağırsaklarımdaki deliği dolduramaz. Open Subtitles قطعة سمك لن تملأ الفراغ الموجود في أحشائي
    İyi denemeydi ama o mevzuat raporları kendi kendilerini dolduramaz. Open Subtitles محاولة جيدة، لكن هذه النماذج التنظيمية لن تملأ نفسها.
    İyi denemeydi ama o mevzuat raporları kendi kendilerini dolduramaz. Open Subtitles محاولة جيدة، لكن هذه النماذج التنظيمية لن تملأ نفسها.
    Kalbimdeki boşluğu bir köpek dolduramaz. Open Subtitles الكلب لايمكنه أن يملأ الفراغ بقلبي
    bu içimdeki boşluğa dolduramaz. Open Subtitles هذا لن يملأ الفراغ الفارغ بداخلي
    Hiçbir şey içindeki boşluğu dolduramaz. Open Subtitles لا شيء سيملأ فراغك

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more