"doldurdum" - Translation from Turkish to Arabic

    • ملأت
        
    • ملئت
        
    • ملأتُ
        
    • ملأته
        
    • ملأتها
        
    • وملأت
        
    • ملئته
        
    • تعبئة
        
    • ملء
        
    • بتعبئة
        
    • ملئتُ
        
    • وعبأت
        
    • ملآت
        
    • كبيرة مملوءة
        
    • فملأته
        
    Enderby'nin evinde bulduğumuz çamur parçasını pişirdim sonra bıraktığı boşluğu alçı ile doldurdum. Open Subtitles لقد خبزت قطعة الطين التى وجدناها فى منزل اندرباى ثم ملأت الفتحة بالجبس
    Ve beni Pittsburgh Üniversitesi'ne kadar götürdü orada bir başvuru formu doldurdum ve gözetim altında kabul edildim. TED و قادني الى جامعة بيتسبوغ حيث ملأت استمارة الكلية وتم قبولي تحت الاختبار.
    Şimdiki ve geçmişteki ilişkilerim hakkında sorular cevapladığım uzun bir başvuru formu doldurdum. TED ملأت استمارة طلب طويلة، مجيبة عن اسئلة حول انتماءاتي الحالية والماضية.
    Bütün poşeti hastanın karnından çıkan bozukluklarla doldurdum. Open Subtitles لقد ملئت هذه الحقيبة بنقود معدنية من معدة مريضي اليوم
    Dün depomu doldurdum. Open Subtitles ملأتُ خزّان وقودي بالأمس وكان فارغاً صباح اليوم
    Tayt giymiş obez erkeklerle doldurdum ve fazla geldi ve beraberinde şarkıyı da götürdü. Open Subtitles لكنني ملأته باللاعبين البدناء بالألياف ولقد ذهب من المركز الأول و ذهبت الأغنية معه
    Kalbimde hiç bir zaman doldurulamayacak bir delik bıraktın. Ben de onu yemekle doldurdum. Ama asla doyamadım. Open Subtitles تركت فجوة بقلبي لم يملئها شيء قط، لذا حاولت ملأتها بالطعام، ولكنها لم تمتلئ قط
    Bir sonraki seçimde formu doldurdum ve kabul edildim. TED ففي المرّة التالية، ملأت الاستمارة وحصلتُ على القبول.
    Yıllar boyu bu yeri her şeyle doldurdum isteyebileceğiniz her şeyle hayat boyu isteyebileceğiniz her şeyle. Open Subtitles خلال الأعوام، ملأت هذا المكان بكل شيء، كل شيء يمكن أن ترغب به،
    Bir form bile doldurdum. Kendime gelip gelemediğimi sordular. Open Subtitles لقد ملأت طلباً و سألوني إن كنت لا أزال أتعاطى المخدرات
    İki hafta önce bir başvuru formu doldurdum. Open Subtitles حسنا، لقد ملأت استمارة منذ حوالي أسبوعين
    Bu karpuzun içini çikolata,puding ve M-80 patlayıcısı ile doldurdum. Open Subtitles ملأت هذا البطيخ بحلوى الشوكولاتة ومفرقعات نارية
    Başvuru formunu doldurdum ama daha yollamadım. Open Subtitles ولقد ملئت طلب إنخراط، لكني لم أرسلها بعد.
    - Bölüm yarışmasını kaybedip, sezonu kapanınca kupalar ve çok sevdiğiniz merhum Lillian Adler'ın plaketi dahil Cheerioların bu odanın içindeki her şeye sahip olabilmeleri için gerekli evrakları doldurdum. Open Subtitles حسناً، عندما إنتهى موسمكم، بسبب خسارتكم في التصفيات المحلية، ملئت أوراق العمل الملائمة
    Hayır, bu hiç adil çünkü bağış toplantısında mezeyle tıka basa doldurdum midemi. Open Subtitles هذا غير عادل .. فقد ملأتُ بطني بالمقبلات في حفلة جمع التبرعات
    Ben kendim doldurdum. Orada olmalı. Open Subtitles لقد ملأته بنفسي، لابد من تواجده هنا
    Ona çok fazla boş hayalle doldurdum. Open Subtitles لقد ملأتها بالكثير من الأمل الزائف
    Ama onun evlatlık alınma belgelerini bile doldurdum. Ona Biscuit adını taktım. Open Subtitles ولكنني سبق وملأت أوراق التبنّي أسميته بيسكيت
    Ve o boşluğu,... içmekle, kavga etmek ve suç işlemekle doldurdum. Open Subtitles وما تبقي، لقد ملئته بالـ... بالسكرّ، والقتال وأسوأ مما كنت عليه من قبل.
    Çıkarabilirsin ama bil ki, şarjörü doldurdum. Open Subtitles تستطيع نزع هذه، لكن ليكن في علمك أن أعدت تعبئة السلاح
    Çeşmeden kendim su doldurdum. Open Subtitles كنت أعرف أنني سأعاني من أجل إعادة ملء المياه
    Evet, dadılık ajansı için kağıtları doldurdum. Open Subtitles نعم انا قمت بتعبئة الطلب من اجل وكالة المربيات
    15-88'i geçen sene doldurdum. Artık çağırmalarını bekliyorum. Open Subtitles ملئتُ طلبي السنة الماضية أنا فقط أنتظر الكلمة لأنزل
    Ayrıca kendi ellerimle 30 farklı birayı da O'Doul's ile doldurdum. Open Subtitles وعبأت بيدايّ 30 زجاجة من البيرة بالبربيكان
    Ve bu arada, buzdolabını stouffers'ın Fransız ekmekli pizzası ile doldurdum. Open Subtitles بالحديث عن ذلك لقد ملآت الفريزر بالخبر الفرنسي للبيتزا
    Bir gün, annemle sen dışarıdayken bir leğene sıcak su doldurdum... içine koca bir kaşık Vicks attım ve başıma bir havlu örttüm. Open Subtitles وذات يوم عندما خرجت أنت مع أمي أحضرت قدرا كبيرة مملوءة بالماء الساخن... ووضعت بها كمية كبيرة من المرهم ثم وضعت المنشفة فوق رأسي
    Bu yüzden yakışıklı faytoncular, yaşlı kontlar, genç karılar.... ...ve birbirlerine benzeyen iki küçük kız hikâyesiyle onu doldurdum. Open Subtitles فملأته بالحوذى الوسيم ، و الايرل الكبير و الزوجتان الصغيرتان و الفتاتان اللتان تشبهان بعضهما

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more