"dolgun" - Translation from Turkish to Arabic

    • ممتلئة
        
    • سمينة
        
    • ساكيلنت
        
    Dudakları dolgun fakat biçimli inciden daha beyaz dişlere açılıyor. Open Subtitles شفاهها ممتلئة وبصورة جميلة جدا أسنانها أشد بياضا من اللوز
    "Washington dolgun köy piliçleriyle dolu." Open Subtitles واشنطن مزدحمه ولكن كورن بون بلاد ممتلئة بالعاهرات
    Tamam. Bal sarısı saçlı, gök mavisi gözlü, dolgun dudaklı kız mı? Open Subtitles حسناً , فتاة شقراء , عينين زرقاوين و شفاة ممتلئة
    Neden kahve dükkanımızda hıçkırarak oturan dolgun bir yahudi kızımız var? Open Subtitles لماذا هنالكِ فتاة يهودية سمينة تذرف دموعها على طاولة المقهى الخاص بنا؟
    iki şişe kırmızı şarap ve dolgun bir esrar sigarasıyla uçup gidiyor. Open Subtitles وكـل تلك الهموم تزول مـع تنـاول حبتين قـارورتـا نبيذ أحمـر و سيجـارة مخدرات سمينة
    "dolgun" dememi yasaklayan bölge geneli yasağı kaldır. Open Subtitles رفع الحظر الواسع عني لقول كلمة "ساكيلنت"
    Sarışın. Mavi göz, soluk ten, dolgun dudaklar, güzel burun. Open Subtitles شقراء، اعين زرقاء، جلد باهت، شفاه ممتلئة وانف جميل
    Belki erkeksi, hoş saçlı yumuşak, dolgun dudaklı birisi mesela? Open Subtitles ربما رجل مثلاً مع الشعر الناعم الحرير وشفاه ممتلئة?
    Fazla bebeksi bir yüz, kızın henüz doğurgan olmadığı anlamına gelebilir, bu nedenle erkekler, gençlik göstergesi olan büyük gözlü, dolgun dudaklı ve dar çeneli kadınları ve olgunluk göstergesi olan çıkık elmacık kemikli kadınları çekici bulur. TED الوجه شبيه الطفولي الذي يجعلك تشعر أن الفتاة ليست خصبة، إذاً الرجال يجدون النساء جذابات من تمتلك عينان واسعتان، شفاه ممتلئة وذقن صغير كمؤشرات على الشباب. وعظام فك مرتفعة كمؤشر للنضوج.
    Hani güzel, dolgun, doğal göğüsleri olan? Open Subtitles C لطيفة ,ممتلئة ,شكلها طبيعي كفنجان على شكل حرف
    Biraz etime dolgun olabilirim. Open Subtitles وقوية ربما كنت ممتلئة قليلاً
    dolgun yastıklar. Open Subtitles ممتلئة الجسم كالوسادة
    dolgun muydu? Open Subtitles ، ممتلئة أم جوفاء؟
    Kendinize güzel, dolgun bir zam düşünüyor musunuz? Open Subtitles هل ستعطي نفسك علاوة سمينة جداً؟
    Ve yerine dolgun bir yılbaşı kazı koydu. Open Subtitles "أخرج رأسه من الفرن واستبدلها بإوزة عيد ميلاد سمينة"
    dolgun, incinmiş, kendisinden nefret eden bir çiçek gibi. Open Subtitles مثل زهرةٍ سمينة متضررة تكره نفسها
    Ben dolgun ist... Open Subtitles أريد فتاةً سمينة
    Canım Leslie'min sardıkları gibi dolgun olmamış. Open Subtitles نعم، ليست سمينة مثل عزيزي (ليزلي)
    Charles'ın "dolgun" demesini duymamak için mola odasında çalışmak istiyorum. Open Subtitles أريد أن أعمل في غرفة الراحة, لكي لا أسمع (تشارلز) يقول "ساكيلنت"."
    dolgun. Open Subtitles "ساكيلنت"

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more