| Birbiriyle çakışan sırlarla dolu bir dünyada yaşıyoruz. Bu sırların çakıştığı yerlerde yaşar ve ölürüz. | Open Subtitles | نحن نعيش في عالم مليء بالاسرار و عندما نموت تتلاقى هذه الاسرار مع بعضها البعض |
| Savaşlarla dolu bir dünyada yaşarken, köyüm saldırıya uğradı. | Open Subtitles | بينما أنا اعيش في عالم مليء بالحروب هوجمت قريتي |
| Yeterince iyi olmayan annelerle dolu bir dünyada yaşadım. | Open Subtitles | عشت في عالم مليء بالأمهات الغير جيّدات كفاية |
| "Sonuç olarak bugün acı ve keder dolu bir dünyada yaşıyoruz." | Open Subtitles | "ونتج عن هذا أننا نعيش الآن في عالم من الألم واليأس." |
| Şimdi iş birliği yapıp araştırma biriminizi arayın yoksa kendinizi acı dolu bir dünyada bulursunuz. | Open Subtitles | أقترح عليك أن تتعاون وتلغي تعميمك وإلا ستجد نفسك في عالم من الألم |
| Körlerle dolu bir dünyada görmemizi istemeyenler... ..bakışlarımızı bizden çaldı. | Open Subtitles | نظراتنا المسروقة في عالم ملئ بأشخاص فاقدي البصر مَن لم يرد رؤيتنا |
| Melekler ve şeytanlarla dolu bir dünyada yaşıyoruz. | Open Subtitles | نحن نعيش في عالم مليء بالملائكة و الشياطين |
| Stres dolu bir dünyada hepimizin affedilebilecek bir kaç zayıf noktası vardır. | Open Subtitles | في عالم مليء بالضغوطات يمكننا جميعا ان نتغاضى عن بعض نقاطالضعف |
| Clem kızgın. Onu umut dolu bir dünyada... bıraktığını düşünerek öldün... ama öyle olmadı. | Open Subtitles | (كليم) مستاءة، توفيت معتقداً أنك ستتركها في عالم مليء بالأمل |
| Nefretten uzak ... sevgi dolu bir dünyada... | Open Subtitles | ...بعيداً عن عالم من الكراهية ...في عالم من الحب |
| - Yani? Geri kalan zamanda yalanlarla dolu bir dünyada yaşıyoruz demektir. | Open Subtitles | بقيّة الوقت، نعيش في عالم من الأكاذيب. |
| Körlerle dolu bir dünyada görmemizi istemeyenler... ..bakışlarımızı bizden çaldı. | Open Subtitles | نظراتنا المسروقة في عالم ملئ بأشخاص فاقدي البصر مَن لم يرد رؤيتنا |