"dolup taşıyor" - Translation from Turkish to Arabic

    • مليء
        
    • تعجّ
        
    Dünya sapıklarla dolup taşıyor. Masa 10'daki adam da en kötüsü. Open Subtitles العالم مليء بالمنحرفين ذلك الرجل عند الطاولة رقم 10 هو الأسوأ
    Ve mesaj kutum 8$'lık benzin hakkında şikayet eden delegelerle dolup taşıyor. Open Subtitles وبريدي الصوتي مليء بأعضاء الكونجريس. يشتكون بشأن 8 دولارات للغاز.
    Bir tane affedilemez günahın barınacağı o oda artık yaptığın onca korkunç eylemle dolup taşıyor. Open Subtitles ومكان تعيّن مواراته لخطيئة لا تغتفر، مليء الآن لحد الانفجار بأغلب آثامك الوحشيّة.
    Bu şehir, geceleri böyle pisliklerle dolup taşıyor. Open Subtitles هذه المدينة تعجّ بالتافهين أمثالهم ليلاً
    Şehir uyuşturucu bağımlılarıyla dolup taşıyor ve Li'l Zé daha da zengin oluyordu. Open Subtitles صارت المدينة تعجّ بالمدمنين وصار (ليل زي) ثرياً
    Sahile bak. İnsanlarla dolup taşıyor. Open Subtitles إنظري إلى الشاطئ , إنه مليء بالناس
    Ev torunlarımla dolup taşıyor. Open Subtitles المنزل مليء بالأحفاد.
    Mekan bizim gibilerle dolup taşıyor. Open Subtitles المكان مليء بمن هم من نوعنا.
    Çocuklar, yüreğim dolup taşıyor. Open Subtitles يا شباب، قلبي مليء
    dolup taşıyor zihnim akreplerle. Open Subtitles مليء,مليء بالعقارب عقلي
    dolup taşıyor zihnim akreplerle. Open Subtitles .أشعر كأن رأسي مليء بالعقارب
    Geçmişim bu tür karmakarışık cilveleşmelerle dolup taşıyor. Open Subtitles ماضي مليء بعلاقات غرامية (بيزنطية) مُفرطة
    Hapishane masum insanlarla dolup taşıyor. Open Subtitles السجن مليء بالأبرياء.
    Dünya aşk ile dolup taşıyor ! Open Subtitles العالم مليء بالحب!
    Yüreğim dolup taşıyor. Open Subtitles قلبي مليء
    Bölge onlarla dolup taşıyor. Open Subtitles تعجّ البلاد بهم.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more