Dün bana şeker hastası olduğunu söylemişti, kan şekeri donanımı nerede? | Open Subtitles | لقد اخبرتني بالأمس انها مصابة بالسكر,أين معدات السكر الخاصة بها ؟ |
Bilgisayar donanımı bir sunucu yığınında oturuyor. | TED | إنها معدات حاسوب موضوعة على حامل خادم الحاسوب في مكانٍ ما. |
donanımı hala çalışan istihkamcı demek istedim. | Open Subtitles | أنا أقصد مهندسين يمتكلون معدات صالحة للعمل |
Birilerinin eline donanımı tutuşturmaktansa yazılımı anlamamız gerekiyor. | TED | ونحن بحاجة إلى فهم البرمجيات بصورة تماثل إعطاء شخص ما الأجهزة. |
Görünen tüm donanımı ve bunu bir arazi kabini olarak gösteren kılığı çıkarttık. | TED | اقتلعنا جميع الأجهزة الظاهرة وقلمنا كل ما كان يعطي انطباع الكبينة |
Bu binada bulunan bütün donanımı yok edeceksin. | Open Subtitles | .ستدمر كل الأجهزة التي لدينا في هذا المبنى |
Hızlı çekim fotoğraf makinesi donanımı var mıydı? | Open Subtitles | هل كان لديه أي معدات تصوير عالية السرعة بالتأكيد |
Sen donanımı düşüneceğine yazılımı düşün. | Open Subtitles | عملية وقائية فكر بها كأنها معدات لبرمجياتك |
Bir bayanın fazladan donanımı vardı diyelim. | Open Subtitles | لنقل فقط أن أحدى النساء كان لديها معدات إضافية |
Dünyanın bugüne kadar gördüğü, piyasadaki en iyi arazi donanımı parçası. | Open Subtitles | مَجموعة معدات تٌسيطر على الأرض لم يراها العالم من قبل. |
Uzmanların hasarı incelemek için görüntüleme donanımı getireceğini... | Open Subtitles | علموا أن الخبراء سيستدعون مع معدات تصوير |
Dent petrol donanımı almıyor, Thomopolis'ten silah alıyor. | Open Subtitles | " دينت" لا يشتري معدات النفط، بليقومبشراءالأسلحة. |
Tamam,bekle. Bir grup bilgisayar donanımı almış. | Open Subtitles | انتظر لقد اشترى معدات كمبيوتر مؤخراً |
Sen donanımı düşüneceğine yazılımı düşün. | Open Subtitles | فكر بها كأنها معدات لبرمجياتك |
- Petrol donanımı sevki demiştin. | Open Subtitles | - قُلتَ أن لديه معدات لشحن النفط . |
Sanırım donanımı taşımanın iyi bir fikir olduğunu artık düşünmüyoruz. | Open Subtitles | وعلاوة على ذلك، أعتقد أننا إتّفقنا أنّ نقل الأجهزة فكرة سيّئة |
donanımı çalıştırmam gerek önce. Her şey yolunda giderse, birkaç saat içinde biter. | Open Subtitles | مازلتُ أعيد بناء الأقراص اضطررتُ لتشغيل الأجهزة |
Bu baskıları kaldıracak entelektüel donanımı olup olmadığı şüpheliydi. | Open Subtitles | هو مريب سواء عنده الأجهزة الثقافية لتقييم هذه الضغوط |
donanımı kirletemeyeceğimi biliyordun. | Open Subtitles | تعرف انه لآ يمكنني ترك أي فرصة في حالة تلوث الأجهزة. |
Yeni donanımı kurmama yardım ediyordu. Ne çaldı? | Open Subtitles | -كان يساعدني في تركيب بعض الأجهزة الجديدة |
Bu da bana Rusların yükleme rıhtımından aldığımız donanımı hatırlattı. | Open Subtitles | مما يذكرني الأجهزة التي جلبناها من حوض التخزين ...الروسي |