Neyse, dondurmacı başka kadınlarla tanışmak için güzel bir yer olacaktır. Lütfen! | Open Subtitles | على كلٍ، أعتقد أن محل المثلجات سيكون مكان جيد لمقابلة نساء آخرين |
Onu Jacey' in dondurmacı dükkanından aldığım andan itibaren kış dansı için bir araba kiralayamama söylenip durdu. | Open Subtitles | في ذلك اليوم كان عندنا حجة فظيعة ومن اللحظة التي اخذتها من محل بيع المثلجات عند جيس |
Pekala, sadece bize dondurmacı adam hakkında ne biliyorsun onu söyle. | Open Subtitles | حسناً، أخبرنا فحسب عمّا تعرفه حول رجل المثلجات |
Çok güzel bir ahşap kamyondu. Ahşaptan yapılmış dondurmacı arabası gibiydi. | Open Subtitles | كانت عبارة عن شاحنة خشبية، كسيارة الآيس كريم لكن مصنوعة من خشب. |
Tutukladığın dondurmacı hap mı satıyormuş? Uyuşturucu yani? | Open Subtitles | بائع الآيس كريم الذي اعتقلتموه كان يبيع المخدرات صحيح ؟ |
İşleri her ay üç yeni lezzet keşfetmek olan dondurmacı bilim adamları tutuyorlar. | Open Subtitles | لديهم علماء مثلجات يحاولون اختراع ثلاث نكهات جديدة في كل شهر |
dondurmacı neden o kadar fotoğraf asmış bilmiyorum. | Open Subtitles | لا أعلم لماذا كان بائع البوظة يعلق كل تلك الصور |
Ve her gün dondurmacı Bay Softee... tam arkama park edip o lanet şarkıyı çalardı. | Open Subtitles | ويومياً كانت تأتي شاحنة آيس كريم السيد سوفتي ويقف خلفي مباشرة ويضع تلك الموسيقى الملعونة |
ama burada dondurmacı adam için bir sayfa var. | Open Subtitles | لكن هنالك صفحة كاملة مُخصصة لرجل المثلجات |
Şöyle yazıyor, dondurmacı adam özellikle", iblisleri çeken bir seri akort çalarmış ve onları adeta güveleri çeken bir ışık gibi yakalarmış. " | Open Subtitles | يقول الكتاب: بأنَّ رجل المثلجات يُشغِّل ألحاناً شيطانية، والتي هي عبارةً عن أنغام متسلسلة، إن ارتبطت ببعضها |
Öldürülen dondurmacı vakasına atlamışsın. | Open Subtitles | سمعتُ أنك توليت قضية جريمة قتل سائق شاحنة المثلجات |
Nasıl olsa bu işi yapacak yerel bir dondurmacı vardır değil mi? | Open Subtitles | عندما تستطيع جعل بائع المثلجات لمحلي، يفعلها من أجلك؟ |
Buraya gelirken dondurmacı görmüştük. | Open Subtitles | حسناً، لقد مررنا من متجر المثلجات في طريقنا إلى هنا. |
dondurmacı adam tarafıdan yakalanmış. | Open Subtitles | فلقد تمَّ أسرهم من قِبَل رجل المثلجات |
Anne, dondurmacı geldi, arabasını nereye park edebileceğini soruyor. | Open Subtitles | رجل الآيس كريم في الخارج يريد معرفة أين يوقف سيارته |
Ben de müşterilerime aynen böyle diyorum işte. Bir dondurmacı işletiyorum da. | Open Subtitles | هذا بالضبط ما أخبر به زبائني لدي عربة بيع الآيس كريم. |
Beni nasıl bir dondurmacı sandın öyle? | Open Subtitles | أيّ نوع من رجل الآيس كريم تظنوني؟ |
Ben koçunum. dondurmacı değil. | Open Subtitles | أنا مُدربك لستُ رجل الآيس كريم |
dondurmacı! | Open Subtitles | يـا بـائع الآيس كريم |
Bir rahip değilim ama ben hiç dondurmacı ya da süt dişleriyle çiğ et yiyerek yerlerde zıplayan yaşlı kadın şeklinde bir melek görmedim. | Open Subtitles | برجل مثلجات او عجوزة تأكل لحم نيئ تقفز إلى السقف بأسنان أطفال |
Hatta kalan sütle isterse dondurmacı bile açabilir. | Open Subtitles | و يتبقى حليب كاف لإفتتاح مصنع مثلجات باسكن روبنز |
dondurmacı! dondurmacı! | Open Subtitles | يا بائع البوظة! |
Bir dondurmacı sizin çocuklarla beraber olayın olduğu saatte orada olduğunu söyledi. | Open Subtitles | كان هناك بائع آيس كريم قال ان أطفالاً من مدرستك كانوا متواجدين هناك ، أثناء الحادثة |
Bu sırada, Jay hala seks delisi dondurmacı hatunu arıyordu. | Open Subtitles | في هذه الأثناء, مازال جاي في رحلة صيد لسيدته بائعة الأيس كريم المتضورة للجنس |