"donmuştu" - Translation from Turkish to Arabic

    • تجمد
        
    • متجمدة
        
    • تجمدت
        
    • تجمّدت
        
    • تجمّد
        
    • فتجمدت
        
    Ben çocukken Artık Günde Harlem Nehri donmuştu... ve ben tuğla koleksiyonumla birlikte oradan geçmeye karar vermiştim. Open Subtitles أحد أيام 29 فبراير عندما كنت صغيرا. تجمد نهر هارلم و أنا قررت أن أعبره حاملا مجموعتي من القرميد
    Karın yağdığı ilk gün su donmuştu ve ceset de buz gibi kaskatı olmuştu. Open Subtitles في اليوم الأول تساقط الثلج و تجمد الماء، الجثة جمدث مثل الجليد، لكن عندها
    - Evet, biliyorum ama kovasındaki son çiçek buydu ve resmen donmuştu, acıdım. Open Subtitles أجل، أعلم ولكن لقد كانوا الأخيرين بسلّتها وبدت وكأنها متجمدة لذلك أشفقت عليها
    Bu resmi çektiğimde, gecenin neminden dolayı pencere donmuştu. TED عندما إلتقطت هذه الصورة النافذة كانت متجمدة بسبب رطوبة المساء
    Bu yola saptığımızda sinyâl donmuştu. Open Subtitles حسناً، إشارة الجي بي اس تجمدت حينما دخل على هذا الطريق
    Nazi kuşatmasının kalkmasını son yılların en şiddetli kışlarından biri izledi; o kadar soğuktu ki kanallardaki su donmuştu. TED بداية الحصار النازي كان متبوعا بأحد أقسى فصول الشتاء منذ عقود -- تجمّدت المياه في القنوات الصلبة.
    Salyası çenesinin kenarında donmuştu. Open Subtitles تجمّد لعاب فمه، قرب الزاوية.
    Dalgalar ve köpükler, hepsi donmuştu. Open Subtitles فتجمدت الأمواج والزبد مباشرة ... على امتداد الأفق
    Bu kazanın nedeni, meğerse, güçlendirici rokette kullanılan ucuz bir halkaydı(O-ring), bu önceki gece fırlatma rampasında donmuştu ve kalkışından birkaç dakika sonra feci bir şekilde patladı. TED تبين أن سبب هذا الحادث، كان تجمد مطاط رخيص على شكل حلقة-O في الصاروخ خلال الليلة السابقة لليلة الانطلاق وسقوطه بشكل كارثي بعد لحظات من إقلاعه.
    Bir saniyeliğine donmuştu. Open Subtitles لقد تجمد لثوانى
    Sanki dünya donmuştu. Open Subtitles كما لو ان العالم تجمد
    Her şey donmuştu. Open Subtitles لقد تجمد كل شىء...
    Toprak öyle donmuştu ki ölülerimizi gömemiyorduk. Open Subtitles الأرض هناك كانت متجمدة جداً لا نستطيع دفن أي ميت
    O zaman bütün göl donmuştu. Open Subtitles ..كانت البحيرة متجمدة وقتها
    Birleştirmeler soğukta donmuştu. Open Subtitles مفاصلهم تجمدت من البرد كان الجو عاصفا
    Kasları donmuştu, adeta felç olmuşlardı -- bu duruma distonik diyoruz. TED العضلات قد تجمدت, شُلت ديستونيك(اضطراب الحركات العصبية ) هو ما نعبر به عن هذه الحالة
    Ve sudan çıktığımı hatırlıyorum ve ellerimde hissettiğim acıyı ve parmaklarıma baktığımı ve parmaklarım gerçektende sosis büyüklüğündeydiler çünkü -- sizde biliyorsunuz ki, kısmen sudan oluşuyoruz -- su donduğu zaman genişler, ve parmaklarımdaki hücreler donmuştu ve genişlemişti ve çatlamıştı. TED وأنني أذكر عند الخروج من الماء وأشعر بيدي تؤلماني جداً وأنظر إلى أصابعي وقد بدت أصابعي بحجم السجق، حرفياً لأنه كما تعلمون، نحن مخلوقون جزئياً من الماء وعندما يتجمد الماء يتمدد ولذا فقد تجمدت خلايا أصابعي ثم تمددت وطفحت.
    Borular donmuştu, tamir ettim. Open Subtitles الأنابيب تجمّدت لذا قمت بإصلاحها
    Taşaklarım donmuştu ve sıkıntıdan patlayacaktım. Open Subtitles تجمّدت خصيتاي, وكنت أشعر بالملل بجنون.
    Eskiden, bir adamın gözleri donmuştu! Open Subtitles أعين رجل تجمّدت يومًا ما
    Rickfor resmen donmuştu.. Open Subtitles .. تجمّد (ريكفورد) فحسب
    Dalgalar ve köpükler, hepsi donmuştu. Bir uçtan bir uca ufuk görünüyordu. Open Subtitles فتجمدت الأمواج والزبد مباشرة ... على امتداد الأفق

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more