"doruk" - Translation from Turkish to Arabic

    • ذروة
        
    • قمة
        
    • لذروتها
        
    • الذروة
        
    Bunun kariyerlerimizin doruk noktası olduğunu savunabilirsin yani, hazineyi bulduk. Open Subtitles أقصد، يمكنك أن تجادل في أنّ هذه ذروة حياتنا المهنية.
    Mesela hikayenin doruk noktası çok erken. Open Subtitles حسنا ذروة الفلم على سبيل المثال اعتقد بأن الذروة في النص اتت بشكل مبكر
    Ama komplo teorilerine kulak verirsen haccın doruk noktasında, ayinleri kesmek için öldürülmüş. Open Subtitles لكن ان اصغيت لثرثرة نظرية المؤامرة هناك اعتقاد قوي انه قتل لقطع المراسم خلال ذروة موسم الحج
    Günümün en doruk noktası. Bundan sonra hep inişte. Open Subtitles سيكون ذلك هو قمة هذا اليوم ثم يحدث الإنحدار من هنا الى نهاية اليوم.
    Sanirim bu doruk noktasi. Umarim isi batirmamisimdir.Aah! Open Subtitles أظن أن هذه قمة الأحداث آمل ألا تمانع فى تلفيقها..
    Sovyet Asya'nın steplerinde, Sibirya'nın yeni fabrikalarında ve madenlerinde modern zamanların en çaresiz üretim çabası doruk noktasına ulaşıyordu. Open Subtitles فى مراعى الأستبس بـ ( أسيا ) السوفيتيه وفى المصانع و المناجم ( الجديده بـ ( سيبيريا كان أكثر معارك الأنتاج الميئوس منها فى العصر الحديث على وشك الوصول لذروتها
    Festivalin doruk noktası yeniden süslenen 25 metrelik bir bayrak direğinin yani kutsal sunağın tekrar yerine dikilmesidir. Open Subtitles ذروة الاحتفال لبس الملابس الجديده للذبح سارية علم ارتفاعها متر 25.
    Bu proje çalışmalarının doruk noktası. Open Subtitles هذا المشروع هو ذروة العمل الذي أنجزه في حياته
    Ama komplo teorilerine kulak verirsen haccın doruk noktasında, ayinleri kesmek için öldürülmüş. Open Subtitles هناك اعتقاد قوي انه قتل لقطع المراسم خلال ذروة موسم الحج كيف؟
    Ayılar için, somonların yumurtlama mevsimi yılın doruk noktasıdır. Open Subtitles بالنسبة للدببة، موسم توالد السلمون هو ذروة طعام العام
    Bu kovalamaca yalnızca tek bir an için pek çok doğa olayının bir araya gelmesiyle doruk noktasına ulaşıyor. Open Subtitles تعتمد ذروة هذه المطاردة على اجتماع عدّة عناصر حاسمة معاً لفترة وجيزة من الوقت
    Bu aynalar Rönesans'tan beri Avrupa'da büyümekte olan bir fikrin doruk noktasını simgeliyor. Open Subtitles تعبر هذه المرايا عن ذروة فكرة ظهرت في أوروبا منذ عصر النهضة
    Kredi karti aktivitesi Noel Arifesi'nde doruk noktasina ulasir. Open Subtitles أجل، ليلة عيد الميلاد ذروة نشاط البطاقات الإئتمانيّة
    Bir zamanlar ok ve yay silah teknolojisinin doruk noktasıydı. Open Subtitles القوس والسهم كان فيما سبق قمة تكنولوجيا الأسلحة
    İkiniz de saflığın doruk noktasındasınız. Open Subtitles لك ذلك ايتها الرئيسة انتما الاثنان في قمة الكياسة
    Biz, evrimin doruk noktası değiliz. TED نحن لسنا على قمة هرم التطوُر.
    Bazıları da insan medeniyetinin doruk noktası. Open Subtitles البعض يدعوها قمة الحضارة الانسانية
    Prezervatif fırlatma sezonunun en doruk noktasındayız. Open Subtitles الآن بما أننا في قمة موسم رم الواقي.
    Bu beş olarak savunduğumuz her şeyin doruk noktası. Open Subtitles ..هذه هي الذروة لكل شيء أقمناه نحن الخمسة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more