Son zamanlarda görmediğim dostluktan bahsedersiniz. | Open Subtitles | انت تتحدثين عن الصداقة انا ليس لدى شهود على التأخير |
Barış için geldiğimize sizi şahsen temin ederim, dostluktan başka bir şey istemiyoruz. | Open Subtitles | أردتُ إعْطائك عهدى الشخصيَ بأنّنا نأتى في سلامِ لا نريد شيءِ أكثر مِنْ الصداقة |
Ülkelerimizin dostluktan daha sıkı bir bağ ile bağlanması iki tarafın da hayrına olur. | Open Subtitles | تلك ستكون فائدتنا المتبادلة، هي أنّ تكون أممنا متحدة برابط أقوى من الصداقة. |
Evet, hem sen dostluktan ne anlarsın ki? | Open Subtitles | صحيح , ومالذي تعرفينه عن الصداقة بإي حال ؟ |
Hiçbir kavga, dostluktan daha önemli değildir. | Open Subtitles | سوف تتذكر أنه لا شئ أهم من الصداقة |
Senin dostluktan anladığın bu mudur Lala? | Open Subtitles | هل هذة هى فكرتك عن الصداقة,أيها المعلم؟ |
Senin dostluktan anladığın bu mudur lala? | Open Subtitles | هل هذة هى فكرتك عن الصداقة,أيها المعلم؟ |
dostluktan bu kadar uzağız işte. | Open Subtitles | هذه هي المسافة التي تفصلنا عن الصداقة. |
Karşılığında bu dostluktan onur duyacağından eminim. | Open Subtitles | وفي المقابل... 'م متأكد أنت أيضا تكريم هذه الصداقة. |
Promnestria dostluktan elde edilen çıkarlar sayesinde yeminli düşmanları dahi ikna ediyor. | Open Subtitles | إن " برومنستريا " يُقنع أعداء شديدي الخصومة بأن هُناك مزيد من الأرباح في الصداقة |
dostluktan bahsediyorum. | Open Subtitles | أنا أتحدث عن الصداقة |
Demek ki dostluktan daha da öte. | Open Subtitles | إذاً الموضوع أكبر من الصداقة |
# Yapıyor, yapıyor, dostluktan bir ev yapıyorum # | Open Subtitles | بناء, بناء# منزل من الصداقة |
# Yapıyor, yapıyor, dostluktan bir ev yapıyorum # | Open Subtitles | بناء, بناء# منزل من الصداقة |
Thomas Aquinas, "Bu dünyada gerçek dostluktan daha değerli bir şey yoktur" dediğinde, ısıtma sistemlerinden haberi yoktu! | Open Subtitles | (عندما قال (توماس أكويناس لا يوجد شيء على هذه" الأرض يستحق النضال "من أجله أكثر من الصداقة الحقيقية لم يكن يعرف شيئا عن التدفئة الداخلية |