"doug'" - Translation from Turkish to Arabic

    • دوغ
        
    • دوج
        
    • دوق
        
    • لدوج
        
    Biraz daha ileri gidelim. Bu makaleyi okuyanlardan adamlardan biri Doug Engelbart’tı. Ve kendisi Birleşik Devlerler Hava Kuvvetleri memuruydu. TED و مرورا إلى الأمام، أحد الأشخاص الذين قرأوا هذا المقال كان يدعى دوغ إنغيلبارت، وكان ضابطا في سلاح الجو الأمريكي.
    Bana göre bu yolculuk Doug Dietz'e benziyor. Doug Dietz teknik bir adam. TED بالنسبة لي، تبدو تلك الرحلة مثل دوغ ديتز. دوغ ديتز هو شخص تقنيّ.
    Doug'la nişanlanmıştı çünkü başarılı ve ahlaklı birisiydi ve fedakarlığın kıymetini biliyordu. Open Subtitles خطبت لـ دوغ لأنه كان لطيفاً و ناجحا و يفهم جمال الالتزام
    Evet, sanırım sen ve Doug Irwin mirasın tüm detaylarını biliyordunuz, ha? Open Subtitles نعم, واعتقد انك و دوج ايروين قد قمتم بادارة كل العقارات والميراث
    Doug'a 12 yıl önce ALS teşhisi kondu ve o zamandan beri konuşma yeteneğini kaybetti. TED دوق أصيب بالتصلب الجانبي الضموري منذ حوالي 12 سنة وفقد منذ ذلك الحين قدرته على التحدث.
    Peki hem bu serserileri hapse gönderip hem de Doug'u nasıl temize çıkarırız? Open Subtitles إذن كيف لنا أن نضع هذين المخربين في السجن وتنظيف فوضى دوغ ؟
    Doug ile angut arkadaşı bırakmasaydı, işe geri dönmüş olurduk. Open Subtitles دوغ وصديقه الغبي لم يختلساه لقد عاد مالك إلى الشركة
    Doug ile harika bir yavrunuz ve hayatınız olacağına eminim. Open Subtitles متأكد أن دوغ سيخلف طفلاً رائعاً وحياة رائعة لكما معاً
    Aslında Tom, Kongre üyesini eve götürmesini Doug yapsın diyoruz. Open Subtitles في الحقيقة, ياتوم نحن سنجعل دوغ يأخذ عضو الكونغرس لمنزله
    Doug Glawinski ile bağlarını koparmadın mı gerçekten onca sene? Open Subtitles هل بقيت على اتصال مع دوغ جلاونسكي كل تلك الأعوام؟
    Size üç kişiden bahsedeceğim : Vannevar Bush, Doug Engelbart ve Tim Berners-Lee. TED وسوف اقتبس عن ثلاثة أشخاص: "فانيفار بوش" و "دوغ إنغيلبارت" و "تيم بيرنرز-لي"
    Doug Engelbart’ın Sistemi ile iglili sorun şu idi ki, o zamanlar bilgisayar birkaç milyon pound a maloluyordu. TED الخلل في نظام دوغ إنغيلبارت كان أن الحواسيب في تلك الأيام كلّفت عدّة ملايين من الجنيهات.
    Ama Doug'ın umursadığı sonuçlar niteliksel olanlardı. TED لكن النتائج التي اهتم بها دوغ كانت تراعي الكيفية أكثر.
    Doug'ın hikayesi bir hastanede geçiyor. Ben de hastanelere dair bir iki şey bilirim. TED قصة دوغ تحدث في المستشفى. أعرف شيء أو شيئين عن المستشفيات.
    Ve Doug ilk gün işe giderken, ana merkezin dikenli tel örgülerle çevrili olduğunu gördü. TED وعندما قاد دوغ إلى العمل في يومه الأول، لاحظ أن المقر الرئيسي محاط بسياج من الأسلاك الشائكة.
    Beş yıl içinde Doug etrafındaki şeyleri değiştirdi. TED وفي غضون خمس سنوات، كان دوغ قد بدل الأحوال.
    Her bir gün, Doug çalışanlarına yüksek standartta performans isteyeceğini ama bunu naziklikle yapacaklarını söyledi. TED في اليوم الأول، أخبر دوغ الموظفين أنه سيطبق معايير عالية في الأداء، ولكنهم سيفعلون ذلك بدماثة.
    Tenis oynamalar, sahte gülüşler, "Sonra görüşürüz, Bing!", "Önce ben seni görmezsem, Doug." Open Subtitles لعب مباريات التنس الضحكة المصطنعة اراك لاحقا بينج ليس إذا رايتك اولا دوج
    Beni affet, Doug, ama ait olduğum yere geri dönmeliyim. Open Subtitles سامحني ، دوج . ولكن عليّ العودة إلي حيثُ أنتمي
    Bu yüzden Doug'a gittik ve ona sistemimizi kullanarak söylemek istediği ilk kelimelerin ne olduğunu sorduk. TED إذًا ذهبنا إلى دوق وسألناه ماهي الكلمات الأولى، التي يرغب في استخدامها أو قولها، باستخدام نظامنا.
    Miranda Doug'la ilgili bir şey hatırlamıyor musun? Open Subtitles ميرندا ألا تتذكرين أي شيء عن دوج أي شيء على الاطلاق؟ لا تقل لي أن هناك شيء ما حدث لدوج.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more