"dozda" - Translation from Turkish to Arabic

    • الجرعة
        
    • الجرعات
        
    • جرعه
        
    • جرعة
        
    • بجرعات
        
    • لجرعة
        
    • تعاطى
        
    • بالجرعة
        
    • يتعاطى
        
    • وجرعة
        
    • لجرعات
        
    • طمستِ
        
    • جرعات
        
    • انها تناولت
        
    • جُرعة
        
    Tıbbi marihuanayı istediği zaman, istediği şekilde, kendisine uygun dozda ve sıklıkta kullanabilirdi. TED أستطاعت استعماله عندما أرادت، وبالطريقة التي رغبت وفي الجرعة وعدد المرات التي ناسبتها.
    Solunum yoluyla olsaydı, düşük dozda olurdu ve bir şey yutmamış. Open Subtitles هو لَمْ يُستَنشقْ، الجرعة سَيكونُ عِنْدَها صغير جداً، وهو لَمْ يُبتَلعْ،
    Yüksek dozda hafızada karışıklığına neden olur hatta silebilir de. Open Subtitles في الجرعات العالية، أكتشف أنّه يُغيّر الذكريات، حتى إمكانيّة إزالتهم.
    okula ait bir hamstera aşırı dozda Viagra vermişsin. Open Subtitles لا أصدق انك أعطيت مدير المدرسه جرعه زائده من الفياجرا
    Etkileşimden hemen sonra, ekip hastalarına yanlış dozda ilaç verdi. TED وبعد هذا الموقف مباشرة أعطى الفريق جرعة علاج خاطئة للمريض.
    Renksiz ve kokusuz bir şey.. ... ama yanlış dozda verilirse ölümcüldür. Open Subtitles وهو عديم اللون والرائحة، ولكنه قاتل لو تم تناوله بجرعات غير دقيقة
    - Ya da daha az bir dozda alırsam? - Yan etkileri mi oluyor? Open Subtitles او على الأقل ان انتقلت لجرعة اخفض بكثير؟
    Aşırı dozda uyuşturucu... Open Subtitles الافراط فى تعاطى المخدرات يشبه كثيراً اسباب الموت جيد
    Başına yüksek dozda radyasyon aldı. TED تلقّى علاجا اشعاعيا عالي الجرعة في الرأس.
    Önerilen dozda alındığında, bu toksik yan üründen genellikle zarar verebilecek kadar yoktur. TED في الجرعة الموصى بها، لا يوجد عادة ما يكفي من هذه المادة السامة للتسبب في إحداث ضرر.
    - Aşırı dozda Digitalis'le. Open Subtitles التي حدثت له بفعل الجرعة الزائدة من العقاقير
    Yüksek dozda ilaç aldığını biliyor, ama nedenini bilmiyor. Open Subtitles إنها تعلم بأمر الجرعة الزائدة، لكنّها لا تعرف السبب
    Sid buradan yola çıkarak tahlil yaptığında vücudunda önerilenin on katı dozda ilaç olduğunu tespit etti. Open Subtitles عندما فعل معاوية و الشاشة لأن دواء معين، وجد أكثر من عشرة أضعاف الجرعة الموصى بها في نظامه.
    Intel raporlarına göre yüksek dozda alındığında kurbanları sersemlemiş hale getiriyor. Open Subtitles قدموا تقارير تقول انهم عرفوا ان الجرعات العالية تجعل الضحية مستسلمة كليا
    Aşırı dozda ketamin alımı sonucunda görülür. Open Subtitles نرى ذلك كثيرا مع الجرعات المبالغ فيها من الكيتامين
    Doktor yüksek dozda fentanil vermiş. Open Subtitles لقد اعطاه الطبيب جرعه زائده من الفينتانيل
    Birisi hastaneye girdi ve yeğenine yüksek dozda promisin verdi. Open Subtitles شخص ما دخل المستشفى واعطى ابن اخيك جرعه هائله من البرومايسن
    Orta yaşlı bir kadın aşırı dozda ilaç içerek ölmüş. Open Subtitles عثر عليها ميتة بسبب جرعة مخدر زائد أو شيئاّ ما
    Times Meydanı'nda bile kanında daha yüksek dozda uyuşturucu olanlar vardır. Open Subtitles أيضاً ليست جرعة قاتلة .. المدمنون يتجولون في حديقة تايم سكوير بجرعات أعلى
    Jock, oğlu Dylan'ı aşırı dozda uyuşturucudan kaybetti. Open Subtitles خسر جوك ابنه ديلان لجرعة زائدة من المخدرات.
    Sadece teknik açıdan. Demek istediğim, yüksek dozda uyuşturucudan ölen bir sürü çocuk var. Open Subtitles ما اعنيه ، هو ان الكثير من الشباب يفرطوا فى تعاطى المخدرات
    Sonra iç acısıyla aşırı dozda hap içer. Open Subtitles ولشدة خوفها, او ندمها, انتحرت بالجرعة الزائدة
    Yüksek dozda morfin alıyormuş. Günde iki-üç kere enjekte ediyormuş. Open Subtitles يتعاطى المورفين معظم الوقت يحقن نفسه مرتين أو ثلاثه يوميا
    Bir şişe mobilya cilası içtim ve yüksek dozda uyku hapı aldım. Open Subtitles تناولت علبة من طلاء الأثاث وجرعة زائدة من الحبوب المنومة.
    Hedefin kendini elinde olmadan yüksek dozda radyasyona maruz bıraktığına ve etkilerini önlemek için beslenmeye ihtiyaç duyduğuna inanıyoruz. Open Subtitles نعتقد أن الهدف عرّض نفسة لجرعات عالية من الأشعاع و تغذّى لمواجهة الأثار
    Onlara Amanda'nin burada olmadigini söyledin, ve Wayne'e de asiri dozda ilaç verildigi konusunu sivistirdin. Open Subtitles إنّكِ أخبرتيهما أنّ (آماندا) لم تكن موجودة، و طمستِ أيضاً مسألة (واين) بتطبيبه الباهظ.
    Ayrıca Ryan'ı bayıltmak için yüksek dozda ilaç veriyoruz. Sağlıklı değil. Open Subtitles كما أنك تتلقى جرعات مميتة من أدوية قوية, هذا ليس صحي
    Ölen kız, Anna, polisler aşırı dozda Ecstasy'den öldüğünü düşünüyor. Open Subtitles الفتاة التي ماتت,آنا الشرطة تظن انها تناولت الكثير من حبوب النشوة
    Umarım uygun dozda din eğitimi genç delikanlıya doğru yolu gösterir. Open Subtitles .. على أمل أن جُرعة جيدة من الدين .. .. يُمكنها أن تضع الشاب على الطريق الصحيح ..

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more