Otobüs durakları ve barların yakınlarındaki. Sonra da ortalıktan kaybolun. Ona açık hedef vermek istemem. | Open Subtitles | غالبا بجوار محطات الأُوتوبيس والبارات وبعدها حاول ان تختفي |
Havaalanları, tren istasyonları, taksi durakları. | Open Subtitles | على المطارات, محطات القطار, سيارات الأجرة |
Otobüs durakları, tren istasyonları, feribot, havaalanları... | Open Subtitles | الحافلات و محطات القطارات و العبّارات و المطارات |
Tren istasyonları, otobüs durakları, taksi duraklarına bir kaç adam yerleştirin. Bir yerlere gitmeye çalışıyor olmalı. | Open Subtitles | أحضر بعض الأشخاص هناك ؛ محطات القطار؛ الحافلات ؛ السيارات ؛ لا بد أنه ذاهب لمكان ما. |
Kanun cinsel suçlular otobüs durakları, parklar ve okullara uzakta yaşamalı diyor, ama komşu olamazlar demiyor. | Open Subtitles | القانون يشترط على المتحرشون جنسيا العيش على مسافات معينة بعيدا عن محطات الحافلات ، مساحات الألعاب و المدارس . و لكن لم يذُكر أي شىىء للسماح لهم ليكونوا من الجيران |
Ve otobüs durakları! | Open Subtitles | و محطات الحافلات |
Otobüs durakları gibi. | Open Subtitles | مثل محطات الحافلة |
Ve otobüs durakları! | Open Subtitles | ! و محطات الحافلات |
Otobüs durakları. | Open Subtitles | محطات الحافلات ! |
Otobüs durakları. | Open Subtitles | محطات الحافلات |