Ama artık abim de öldü hiçbir şey yapmadan duramam. | Open Subtitles | لكن الآن مات أخي أيضاً حقاً لا يمكنني البقاء هكذا |
Burda duramam, burda bir saniye daha duramam. | Open Subtitles | لا أتحملها لا يمكنني البقاء هنا ثانية أخرى |
İlginç insanlardan uzak duramam bu yüzden anın tadını çıkarmaya çalışırım. | Open Subtitles | أنني لا أستطيع التوقف عن إخافة الناس لذا أنا ببساطة أستغل هذا |
Az önce söylediklerini anlamadığımı mı sanıyorsun? Ama duramam, dövüşmeye devam etmek zorundayım. | Open Subtitles | لكن لا أستطيع التوقف الأن يمكنني فقط مواصلة القتال |
Evde oturup boş duramam. | Open Subtitles | لا أستطيع البقاء في المنزل والقيام بأي شيء. |
Benden bir tek ben kalıncaya kadar duramam. | Open Subtitles | لا يمكنني التوقف حتى أكون آخر المتبقين. |
Onun keyfi için bütün gün mutfakda duramam. | Open Subtitles | أنا لن أقف في المطبخِ طوال اليوم من أجله. |
Artık bu evde bile duramam Micah. | Open Subtitles | لا يمكنني البقاء بهذا المنزل حتى يا ميكا |
Uzun süredir yağan bir yağmurun altında çok duramam. | Open Subtitles | لا يمكنني البقاء في مكان كهذا لفترة طويلة |
- Ama şu anda duramam. - Ah, ama ısrar ediyoruz. | Open Subtitles | لكنني لا أستطيع التوقف لكننا نصر |
Anlayana kadar duramam. | Open Subtitles | أنا لا أستطيع التوقف قبل أن أفهم. |
O, odada başına gelecekleri başın gelecekleri beklerken burada duramam. | Open Subtitles | لا أستطيع البقاء مفكرا بشأنه ومنتظرا بالغرفة و أعرف بأنه سيحصل عليه |
Arkadaslarim savasirken ben burda duramam. | Open Subtitles | لا أستطيع البقاء هنا بينما أصدقائي يحاربون. |
Duvarları boyayıp duramam Paul. | Open Subtitles | وأنا لا أستطيع البقاء على دهن الحوائط بول أحتاج لوُجْهَة وهدف |
duramam. | Open Subtitles | لا يمكنني التوقف |
duramam. | Open Subtitles | لا يمكنني التوقف |
Bölge savcısı babamın başını öne eğip inandığı şeyleri aşağılarken öylece duramam. | Open Subtitles | لن أقف مكتوف الأيدي والمدعي العام يسيىء لأبي وكل ما يمثله |
Bu evde bir dakika daha duramam bana bütün kutsal mücevherleri verseniz bile. | Open Subtitles | انا لن أبقى في هذا البيت دقيقة أخرى حتى لو كومتوني مع كل الجواهر هنا |
İyi günler bayan. Özür dilerim duramam. | Open Subtitles | مساء الخير يا انسه اسف لا استطيع التوقف لانى سأقلع الى الهند |
duramam, programa göre gidiyoruz. | Open Subtitles | لا نستطيع التوقف نحن ملتزمون بجدول مواعيد |
İşin aslı yardımsever, merhametli biri olduğun için sana kızgın duramam. | Open Subtitles | المغزى هو لا يمكنني ان ابقى غاضبا منك لكونك المرآة اللطيفة الحنونة |
Buradan gitmeliyiz. Burada duramam. | Open Subtitles | يجب أن نخرج من هنا أنا لا يمكن أن أظل هنا، لا تتركني |
Sessiz insanların ya da hayvanların, hatta binaların çarkına okunurken sessiz duramam. | Open Subtitles | لا يمكنني الوقوف ساكنة ، حين أرى طغيان على أناس مظلومين أو حيوانات وحتى المباني |
Sonuna kadar gitmeden duramam. | Open Subtitles | أنا لا يمكن أن تتوقف حتى أنا الحصول على كل مخرج. |
Siktir be! Böyle konuşup duramam! | Open Subtitles | اللعنة , لا أستطيع الاستمرار في الحوار مثل هذا |
Bak, bu ayakkabılarla oynayıp duramam. Garip gözükecek. | Open Subtitles | أسمع , لا أستطيع الإستمرار بتلميع حذائك هذا سيثير الريبة |
Beklememi söyledi ama böylece duramam. | Open Subtitles | أُملى عليّ الانتظار، لكنّي لا يمكنني البقاء مكتوف اليدين. |