Sonuç olarak FEZA tahliye işlemlerini durdurarak şehri mühürleme kararı aldı. | Open Subtitles | نتيجة لذلك, فيزا قد أوقفت الأخلاء و اغلقت المدينة |
Eğer bu yüklemeyi durdurarak ölümüne sebep olursak... | Open Subtitles | ...... اذا ماتت , اذا قتلت لأنك أوقفت تلك الشحنة |
Binbaşının kalbini durdurarak avının ölü olduğunu düşündüreceğiz. | Open Subtitles | نأمل أن نخدعها فى الإعتقاد أن ضحيتها قد ماتت بإيقاف قلب الميجور شيبرد |
DNA'mı durdurarak, kendini ortaya çıkarmasını engelliyor. | Open Subtitles | يقوم بإيقاف الحمض النووي عن التغير بنفسه |
Savage tam üç gün içinde eşimi ve çocuğumu öldürecek ama Savage'ı şimdi durdurarak o ve dünyayı kurtarabiliriz. | Open Subtitles | أجل يا سيّد (روري)، (سافاج) سيقتل زوجتي وابني خلال 3 أيام لكن بوسعنا إنقاذهما وإنقاذ العالم بردع (سافاج) الآن |
Bunu Slade'i durdurarak başlamalıyız. | Open Subtitles | ويجب أن نبدأ بردع (سليد) |
Ve Lord Macintosh, zırhlı bir at üzerinde saldırıya geçip düşmanı durdurarak babamı kurtardınız. | Open Subtitles | و يا سيد "ماكنتوش" انت انقذت أبي عندما أوقفت الحصان وأمسكت بمقدمته |
Ve İsrailli anne şöyle dedi, dedi ki, "Düğünlerimizi durdurarak kazanmalarına izin vermeyeceğiz" | TED | وكما قالت أم إسرائيلية، قالت، " لن نجعلهم يفوزون بإيقاف حفلات العرس." |
- Evet, yapabilirsin! Sebastian Blood'ı durdurarak yaparsın. | Open Subtitles | بإيقاف (سباستيان بلود) لأنّه يعمل مع (سلايد ويلسون). |