Elbette, bir çok insan sizi, durgunluktan sizi, durgunluktan altın çağa geçişte liderlik yapan... yirminci yüzyılın İskender' i gibi görüyor. | Open Subtitles | هذه بالضبط نظرة الناس اليك أسكندر القرن العشرين تقود العالم لتخرجه من حالة الركود الى عصر ذهبى من الرخاء |
Yani durgunluk zamanlarında da iş vermeye devam ederler bu talebi arttırır ve durgunluktan çıkmaya yardımcı olur. | Open Subtitles | وهذا يعني بانه يمكنها الحفاظ على العمالة في فترات الركود مما يزيد من الطلب |
Bir ulusu yıpranmış popülizmden ve ekonomik durgunluktan çıkardı ve tüm Şili halkı için çağdaşlık ve ilerleme yolunu açtı. | Open Subtitles | حرروا الأمة من المسارات الشعبية المتوترة و الركود الأقتصادي |
Ekonomik durgunluktan önce annem emlakçıydı. | Open Subtitles | قبل الركود الإقتصادي، والدتي كانت وكيلة عقارات. الطبقة المتوسطة الصلبة. |
Bu ekonomik durgunluktan beri gördüğüm en güzel teklif ve bu telefonu kapattığımda geçerli olmayacak, ne zaman başlıyorsun, söyle? | Open Subtitles | أنه في السودان يقوم بعمليات خياطة سقوف الحنك المشقوقة هذا واحد من أفضل العروض التي رأيتها... قبل أو منذ الركود |
Küçülme ve durgunluktan dolayı. | Open Subtitles | التقليص ، الركود الإقتصادي |