Bu trenin iki saat boyunca durmayacağını duymuştum. | Open Subtitles | أتعلم، سمعت أن هذا القطار لن يتوقف خلال الساعتين المقبلتين |
İstediklerini alana kadar hiçbir şey için durmayacağını biliyorum. | Open Subtitles | ما أعرفه أته لن يتوقف قبل الحصول على ما يريده |
Belki de onu öldürene kadar durmayacağını söyleyecek kadar deliydi. | Open Subtitles | لَرُبَّمَا هو كَانَ مجنونَ بما فيه الكفاية ليخبرْني أنه لن يتوقف حتى يقتلها |
O da durmayacağını söyleyince, polis çağırmakla tehdit ettim. | Open Subtitles | وقال أنه لن يتوقف فهدّدت باستدعاء الشرطة |
Çünkü babasını öldürene dek durmayacağını biliyordun. | Open Subtitles | لأنكِ علمتِ أنه لن يتوقف حتى يقتل أباه |
Paige, gerçekleşmeden durmayacağını söyledi. | Open Subtitles | وقالت بيج انه لن يتوقف حتى يحدث ذلك |
Danko ben ölene kadar durmayacağını söyledi. | Open Subtitles | -كيف؟ فـ(دانكو) قال أنه لن يتوقف حتىّ يقتلني |
Şimdi de asla durmayacağını söylüyor! | Open Subtitles | ويقول أنه لن يتوقف |
Dinleyin. O çipi alana kadar Walter'ın durmayacağını hepimiz biliyoruz. | Open Subtitles | اسمع نحن نعلم بأن (والتر) لن يتوقف حتى يحصل على تلك الرقاقة |
Dinleyin, Walter'ın o çipi ele geçirene kadar durmayacağını biliyoruz. | Open Subtitles | اسمعوا، نعلم أن (والتر) لن يتوقف حتى يضع يده على تلك الرقاقة |
Bu adamın durmayacağını biliyorsun. | Open Subtitles | لن يتوقف هذا الشخص |