Sahte duruşma için bir de savunma avukatına ihtiyacımız olacak, değil mi? | Open Subtitles | سوف نكون بحاجه لمحام دفاع صحيح, للمحاكمة التجريبية؟ |
İfadeleri aldım ön-duruşma talebiyle gelecek haftaki duruşma için hazırlandım ve karşımda kontrolden çıkmış bir dev. | Open Subtitles | أنا أعمل الوثائق والالتماسات التمهيدية قبل المحاكمة واستعد للمحاكمة الإسبوع القادم |
Peki, duruşma için giymen gereken şey hakkında... çok konuşmalar oldu biliyorum, bu yüzden "Temize Çıkma" diye bağıran kıyafetler seçtim. | Open Subtitles | حسنا اعرف انه كان هناك كلام كثير عما يجب ان ترتديه للمحاكمة لذا اخترت بضع ملابس تصرخ براءة |
Dedim, döneceksin de... Ama duruşma için vakit çok geç oldu. | Open Subtitles | فعلت, و ستفعل, الوقت تأخر فقط لتكوين جلسة السماع الآن |
Zavallı kadın bir duruşma için buraya gelmek zorunda kalacak. | Open Subtitles | سيكون على المسكينة العودة إلى هنا من أجل المحاكمة |
Kübra Balık, uyuştucu halkandaki mücevher duruşma için Avrupa'dan buraya iade edildi. | Open Subtitles | الجوهره الكبيره في عصابة تهريب المخدرات خاصّتك تم تسليمه من أوروبا للمثول للمحاكمه |
Memur Bey, emin olun duruşma için gelecek. Teşekkürler. Geldiğiniz için teşekkürler. | Open Subtitles | أيها الضابط ، سأحرص على أن يكون هنا على تمام الوقت من أجل جلسة سماع الشهادات شكراً جزيلاً لكم ، شكراً جزيلاً لمجيئكم |
Savcılığın sadece duruşma için yeterli kanıta ihtiyacı var... | Open Subtitles | هيئة الإدعاء ليست لديها أدلة كافية للمحاكمة |
O yüzden keyfine bak ve yakın zamanda duruşma için resmi suçlamalar bekleme." | Open Subtitles | لذلك استمتع ولا تتوقع اتهامات رسمية للمحاكمة في اي وقت قريب |
Geçen hafta duruşma için kesme tahtasını çıkardım, sonra aldığım yere geri koydum. | Open Subtitles | بعد أن تحققت من لوح التقطيع من أجل الإعداد للمحاكمة الأسبوع الماضي، أعدته حيث مكانه |
Daha sonra gelip ya duruşma için hazır olduğunuzu ya da bir yetkinlik duruşması istediğinizi söyleyeceksiniz. | Open Subtitles | ... ثم تخبرنى أنك مستعد للمحاكمة أو تأتى الى هنا بطلب ... الأستجواب الرسمى |
Sıkı durun. duruşma için tarih aldık. | Open Subtitles | إربط حزامك ، لدينا تاريخ للمحاكمة |
duruşma için Amerika'ya getirilmesini istiyorum. | Open Subtitles | أريد التأكد من عودته إلى هنا للمحاكمة. |
Kısa keseceğim, duruşma için hazırlanın. | Open Subtitles | لأختصر، فقط حضرا أنفسكما للمحاكمة |
duruşma için hazır mısınız, Bayan Florrick? | Open Subtitles | أأنتم مستعدون للمحاكمة يا سيدة فلوريك؟ |
Kefaleti ödeyemediği için hapiste olan çoğu insan o kadar küçük suçlamalarla karşı karşıyalar ki bir duruşma için bekleme süreleri hüküm giyip de çekecekleri ceza süresinden daha fazla, yani suçlu bulunsalardı daha hızlı çıkacakları kesindi. | TED | العديد من هؤلاء الذين يتواجدون في السجن فقط لأنهم لا يستطيعون دفع الكفالة يواجهون اتهامات طفيفة بحيث أن مقدار الوقت الذي سيستغرقه انتظارهم للمحاكمة أطول من مدة الحكم التي سينالونها إذا ما تمت إدانتهم، مما يعني أنهم سيضمنون خروجًا أسرع إذا ما اعترفوا باقتراف الجريمة. |
duruşma için birtakım notlar yazıyorum. | Open Subtitles | تقرير للجمعية للمحاكمة |
Dedim, döneceksin de... Ama duruşma için vakit çok geç oldu. | Open Subtitles | فعلت, و ستفعل, الوقت تأخر فقط لتكوين جلسة السماع الآن |
Ve sonra gelip ya duruşma için hazır olduğunuzu ya da bir yetkinlik duruşması istediğinizi söyleyeceksiniz. | Open Subtitles | ... ثم تخبرنى انك مستعد للمحاكمه او تاتى الى هنا بطلب ... الاستجواب الرسمى |
Keen'in Yargıç Trotter ile kapalı bir duruşma için federal mahkemeye götürülmesi konusunda kesin bir emir var. | Open Subtitles | " أصدرت قراراً تنفيذياً بنقل " كين إلى المحكمة الفيدرالية من أجل جلسة إستماع مُغلقة " ـ مع القاضي " تروتر ـ كم من الوقت لدينا ؟ |