Bak, tek dediğim eğer etrafta vahşi bir hayvan varsa, durum hakkında bir şeyler öğrenmek için biraz daha beklememiz gerekmiyor mu? | Open Subtitles | اسمعي, إن كان هناك حيوان مفترس هنا ألا يجب أن ننتظر قليلا حتى نعرف أكثر عن الوضع |
Bina güvenliğinin gerçekleşen bu durum hakkında hiçbir bilgisi yok, ne de polisin, ya da bir başkasının. | Open Subtitles | أنّ أمن المبنى لا فكرة لديه عن الوضع الجاري ولا الشرطة أو أيّ شخص آخر، لهذه المسألة |
- Anthony ona göz kulak oluyor böylece biz durum hakkında konuşana kadar hayatta kalabilecek. | Open Subtitles | أنتوني سيبقي سيراقبها حتى تتمكن من البقاء على قيد الحياة مدةً طويلةً بما فيه الكفاية لنا كي نتحدث عن الوضع أيُ وضع؟ |
İçinde bulunduğunuz durum hakkında sizi uyarmak dışında ulvi bir niyetim yok. | Open Subtitles | أنا لم آتي هنا بنية التعجرف بل بنية إخبارك عن الموقف الذي وضعت نفسك فيه |
durum hakkında bilgi almaları gerek... | Open Subtitles | إنهم يريدون تقريراً عن الموقف و أنا واثق جداً. |
...buradaki durum hakkında tam bir brifing vereceğiz. | Open Subtitles | ونعطية تقرير مفصل عن الوضع هنا |
Gerçek durum hakkında hiçbir fikrin yok: | Open Subtitles | ليس لديك فكرة عن الوضع الحقيقي |
Sadece durum hakkında konuşalım, tamam mı? | Open Subtitles | دعنا نتحدّث فقط عن الوضع , حسناَ ؟ |
Rigdon durum hakkında bilgi vermek için orada bizi bekliyor. | Open Subtitles | ينتظر (ريجدون) ليعطينا كلام مختصر عن الوضع هنا |
durum hakkında konuşuyorken. Sen bir muhabirsin. | Open Subtitles | عن الوضع عندما كنت مراسلا. |
Doktor Johnson'a durum hakkında bilgi vermeliyiz. | Open Subtitles | الدكتور (جونسون) سيخبرهم عن الوضع |
Bu durum hakkında. Ona ne söyleyeceksin? | Open Subtitles | عن الموقف ماذا ستقول؟ |