"durumlar için" - Translation from Turkish to Arabic

    • في حالة
        
    • لحالات
        
    • للحالات
        
    • لحالة
        
    • للمناسبات
        
    • في حالات
        
    • مكانا للاختباء
        
    • لحالاتِ
        
    • للإتصال في
        
    • تلك رصاصات كبيرة لاستخدامها
        
    • حالات الطوارئ
        
    Şimdi, bana ulaşamadığınız durumlar için birbirinize de ulaşmamanız için hiçbir sebep yok. Open Subtitles في حالة لم تستطعوا الوصول الي لا يوجد سبب لكي لا تتصلوا ببعضكم
    Böyle bir acil durumlar için geçmiş 3 yılda stok yaptık... Open Subtitles عملنا مخزون أمدادت في حالة مثل هذه الطوارئِ
    Bu sistem, Suriye'de gördüğümüz olaylara benzer durumlar için oluşturuldu. TED لقد أنشئت على وجه التحديد لحالات مثل الوضع الذي نراه في سوريا اليوم،
    Ayrıca ailesinin hayatını iyileştirmek için, acil durumlar için ya da işlerini büyütmek için kullanacağı tasarruf edebileceği bir geliri yok. TED وليس لديها دخل فائض لتقوم بتحسين ظروف معيشة عائلتها، أو لحالات الطوارئ، أو للاستثمار في تنمية مشروعها التجاري.
    Böylesi zorlu durumlar için hep kenarda biraz burs parası bulunur. Open Subtitles لطالما كان هناك القليل من بقايا مال المنح الدراسية للحالات الصعبة
    Şu numarayı yaz. Tüketici Eğlence Hizmetleri'nin 24 saat açık hattı. Yalnız acil durumlar için. Open Subtitles ‫دوّن هذا الرقم، هو في الخدمة ‫24 ساعة للحالات الطارئة فقط
    - Amcam acil durumlar için şapkasında daima marmelatlı sandviç saklardı. Open Subtitles المربى؟ لطالما عمي أبقى شطيرة مربى في قبعته، تحسباً لحالة طوارئ
    Hayatımız boyu bize battaniye kalelerin sadece özel durumlar için olduğu söylendi, mesela pijama partisinde ya da amcan öldüğünde. Open Subtitles امضينا حياتنا كلها نعتقد ان حصن البطانيات للمناسبات الخاصة مثل المبيت عند شخص آخر ، او عندما يموت عمك
    Acil durumlar için bina sahibine vermiş olmaları lazım. Open Subtitles يجب أن يجهّزون بنايتهم بهذا مع نسخة في حالة الطوارئ
    Olur ya, düşer, rüzgar savuruverir, ya da alelacele sırra kadem basması gerekir böylesi durumlar için bir güvenlik hattıdır bu. Open Subtitles إنه خط أمان في حالة ما سقطت أو عصفتها الرياح، أو احتاجت للاختباء بسرعة.
    Acil durumlar için numaranı ona verdim kusura bakmazsın umarım. Open Subtitles اتمنى انك لاتمانع لقد اعطيتها رقمك في حالة اذا كان هنالك حدث طارىء
    Kale bu gibi durumlar için kendini yok etmek için programlandı. Open Subtitles القلعة بها برنامج تدمير ذاتي تم وضعه بها في حالة حدوث أحداث مثل هذه
    Fabrikaya. Acil durumlar için harika olanaklarımız vardır. Open Subtitles للمصنع، لدينا هناك أفضل طاقم أطبّاء لحالات الطّوارئ.
    Yeni ambulanslar acil durumlar için. Open Subtitles هذه العربات الجديدة ليست سوى لحالات الطوارئ
    Banketlerin sadece acil durumlar için olduğunun farkında mısınız? Open Subtitles هل تدرك أن الطريق الجانبي مخصص فقط لحالات الطوارئ؟
    Aslında Addonc'ların elinde azda olsa vardır, acil durumlar için.. O zaman Douglas Abi'ye benden bir öpücük geliyor! Open Subtitles الـ ادونك عادة يحتفظون بالقليل في ايديهم لحالات الطوارئ اذا الاخ دوغلاس مستعد بشكل افضل
    Acil durumlar için ofiste hep bir tane tutarım! Hadi seni kaldıralım. Open Subtitles أبقي واحداً في المكتب للحالات الطارئة، فلنرفعك بهدوء
    Hayır, acil durumlar için dondurucumda tutuyorum. Open Subtitles كلا، أنا أضعهم في المجمد للحالات الطارئه فقط
    Sana o anahtarı acil durumlar için verdim. Open Subtitles تعلمين أني أعطيتك المفاتيح للحالات الطارئة
    Bunu bulmak çok zor... ve sadece acil durumlar için yanımda getirmiştim ki... sanırım bu da onlardan biri, al bakalım. Open Subtitles هذا الجنون يصعب إيجاده، وقد أحضرتها تحسُّبًا لحالة طارئة. وأظنّنا في حالة طارئة، لذا تفضّل.
    Böyle özel durumlar için masamda on sekiz yıllık tek malt viski bulundururum. Open Subtitles أنا دائماً أبقي زجاجة نبيذ قديمة ...في مكتبي للمناسبات الخاصّة كهذه
    Hala acil durumlar için cüzdanında adımı saklıyorsun. Open Subtitles ولا تزال تحتفظ برقمي بحافظتك كرقم للإتصال في حالات الطواريء
    Ben Zoom'un düşmanlarından biriyim. Bu tip durumlar için böyle bir şeye ihtiyacım var. Open Subtitles أنا عدو (زوم) وأحتاج مكانا للاختباء إذا تعرضت لموقف كهذا
    Eminim acil durumlar için bir kenarda biletiniz vardır Open Subtitles حَسناً، بالتأكيد أنت يَجِبُ أَنْ تَحْملَ بَعْض تعليق التذاكرِ الجانبي لحالاتِ الطوارئ.
    Sikintili yakin menzil durumlar için ayni zamanda pompali fisegi de atar. Open Subtitles تلك رصاصات كبيرة لاستخدامها في الأوضاع الفوضويّة عن مدىً قريب -هل هو مقاسك؟
    Sana yemek ısmarlayayım. Babam kredi kartını bana acil durumlar için verdi. Open Subtitles أبى أعطانى بطاقة إئتمانه لأستخدمها فى حالات الطوارئ

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more