Açık gözlem teorileri baskı altında choking durumu için ikinci grup açıklamaları oluşturuyor. | TED | نظريات المراقبة المحددة شكلت المجموعة الثانية من التفسيرات لحالة الاختناق تحت الضغط. |
- Beni seviyorsan Isabella'nın durumu için Tanrıyı ve kendini suçla. | Open Subtitles | أو إذا مثلي، إنّك تلوم الرب (ونفسك لحالة (إيزابيلا |
Ve Anna'nın durumu için henüz bir tedavi olmasa da bizim tedavilerimiz yaşam kalitesini arttırmaya ve ağrıyı azaltmaya odaklanıyor. | Open Subtitles | على الرغم من انه لا يوجد علاج لحالة (أنا) علاجنا سيساعدها على تحسين حياتها والسيطرة على الألم |
Albay Albrecht von Thaer, Alman ordusunun durumu için çok endişeliydi. | Open Subtitles | العقيد "ألبريخت فون تير" أصبح قلقاً جداً حول حالة الجيش الألماني |
Grant'in durumu için endişelendiğinizi biliyorum. | Open Subtitles | اعلم بأنكم قلقون حول حالة جرانت |
Grant'in durumu için endişelendiğinizi biliyorum. | Open Subtitles | اعلم بأنكم قلقون حول حالة جرانت |
Şefle konuştum. Megan'ın durumu için bir plan yaptık. | Open Subtitles | لقد تحدثتُ إلى المأمور و لدينا خطة لحالة (ميغان) |
Ben de Bo'nun durumu için bir ilaç üzerinde çalışıyordum. | Open Subtitles | كنت أعمل على مُضاد... لحالة "بو |
Birisi Flannery'e Nick'in durumu için haber verebilir mi? | Open Subtitles | هل يمكنك أن تحضري أحدًا ليخبرني بآخر التطورات حول حالة (نيك) مع (فلانري)؟ |