| Benimkini yağmurda unuttum, orman küfü kaptı. Ayağını kesmek durumunda kaldım. | Open Subtitles | تركت دميتي تحت المطر فأصابها عفن الغابة ، توجب علي بتر قدمها |
| Çok ciddi değildi ama trenle gelmek durumunda kaldım. | Open Subtitles | ليس بشكل كبير، لكن توجب علي ركوب القطار إلى هنا |
| Sözünü etmeye bile değmezdi ama ayrılmak durumunda kaldım. | Open Subtitles | كان من الصعوبة بمكان الوصول إلى أي شــيء ولكن توجب علي أن أغادر |
| Kendi ölümümle bebeğini taşıyan bir kadını öldürmek... arasında seçim yapmak durumunda kaldım. | Open Subtitles | انتهى بي الحال في موقف وكان لدى خيار الموت او ان اطلق النار على امرأة تحمل طفلا |
| Kendi ölümümle bebeğini taşıyan bir kadını öldürmek... arasında seçim yapmak durumunda kaldım. | Open Subtitles | انتهى بي الحال في موقف وكان لدى خيار الموت او ان اطلق النار على امرأة تحمل طفلا |