"duyabiliyordum" - Translation from Turkish to Arabic

    • كنت أسمع
        
    • أستطيع سماع
        
    • استطيع سماع
        
    • بإمكاني سماع
        
    • كنت أسمعه
        
    • بوسعي سماع
        
    • أستطيع سماعهم
        
    • أسمع صوت
        
    • يمكنني سماع
        
    • كنت أسمعك
        
    • كنت اسمع
        
    • إستطعت سماع
        
    • أستطيع سماعه
        
    • استطعت سماع
        
    • بإمكاني سماعك
        
    İçeri girip bedenimi almaya çalışırken bana fısıldayan o meleği duyabiliyordum. Open Subtitles كنت أسمع أن الملاك يهمس لي حين حاولت إلى انزلق داخل
    Atınızın yaklaşmasını duyabiliyordum. Avluda çıkardığı nal seslerini duydum. Open Subtitles كنت أسمع الحصان يقترب, و كنت أسمع حوافره عبر الفناء
    Oldukça sessizdi ve kuşların şarkılarını bile duyabiliyordum. TED كان هادئاً وكنت أستطيع سماع تغريد الطيور.
    Ve gözyaşlarının ocağa düştükçe cızırdadığını duyabiliyordum. Open Subtitles استطيع سماع دموعى وهى تتساقط على الموقد كالزيت على المقلاه
    Arkamda Chance'in silahının mücahitlerin üzerine kurşun saçtığını duyabiliyordum. Open Subtitles كان بإمكاني سماع شانس وإطلاقه بــ 240 يطلق بكم كبير من الرصاص على المجاهدين
    Üç kat yukarıdan inlemelerini duyabiliyordum. Open Subtitles لقد كنت أسمعه يعوي من الطابق الثالث
    Ortalık o kadar sessizleşti ki, kendi kalp atışlarımı duyabiliyordum. İşte o sırada..." Open Subtitles "ساد الهدوء تماماً، بوسعي سماع نبض ضخ الدماء بداخلي."
    Sana garip gelecek ama onların konuştuklarını duyabiliyordum. Open Subtitles هذا سيبدو غريبا بالنسبة لك ,لكنني أستطيع سماعهم يتحدثون
    Aman Tanrım, zavallı adamın trenin içinde bir yerlerde öksürdüğünü duyabiliyordum. Open Subtitles , رباه كان يمكنني أن أسمع صوت الرجل المسكين يسعل في مكان ما داخل عربة القطار
    Başkentteyken dairemden metro istasyonundan gelen sesleri duyabiliyordum. Open Subtitles أتعلمين؟ في العاصمة كان يمكنني سماع محطة المترو من شقتي
    Memurun aslında ne dediğini duyabiliyordum tabii. Open Subtitles بالطبع كنت أسمع ما يودّ الموظف قوله حقاً
    Tabii ki görevlinin ne dediğini duyabiliyordum. Open Subtitles بالطبع كنت أسمع ما يودّ الموظف قوله حقاً
    Yan odadaydılar, sohbetlerini duyabiliyordum. TED كانا في الغرفة المجاورة؛ كنتُ أستطيع سماع دردشتهما.
    Neyse. Önümde oturuyorlardı ve ben konuştuklarını duyabiliyordum. Yani bir parçasını. Open Subtitles حسناً , كانا أمامى و كنت أستطيع سماع ما يقولان أو جزءاً منه
    Bayanın sesini tüm koridordan duyabiliyordum. Open Subtitles أستطيع سماع السيدة كل المسافة لنهاية القاعة
    Tepenin üzerinden arabaların sesini duyabiliyordum. Open Subtitles فقط استطيع سماع السيارات تمر من فوق التل.
    Arka odada çığlıklarını duyabiliyordum. Open Subtitles كان بإمكاني سماع صراخه في الغرفة الخلفية.
    Acı dolu miyavlamasını üç kat yukardan duyabiliyordum. Open Subtitles و كنت أسمعه يعوي من ثلاثة طوابق
    Aşağıdaki kaldırımdan bile çalışını duyabiliyordum. Open Subtitles حتى على الرصيف أسفلها بوسعي سماع العزف
    Beni çağırdıklarını duyabiliyordum. Open Subtitles أستطيع سماعهم ينادونني
    Duvar yüzünden söylediği şeyleri güçlükle duyabiliyordum... Open Subtitles كنت أسمع صوت تضرعاته الخافت ..عبر الحائط
    Kilometrelerce ötede yere düşen bir iğnenin sesini duyabiliyordum. Open Subtitles كان يمكنني سماع رنة الابرة من على بعد اميال
    Yürüdüğün zaman duyabiliyordum. Open Subtitles كنتِ في الغرفة التي تعلوني مباشرة كنت أسمعك تجولين بالغرفة
    diye düşündüm. Kalp kapaklarımın açılıp kapandığını duyabiliyordum. TED كنت اسمع صمامات قلبي وهي تفتح وتُغلق
    Sesi duyabiliyordum. Ses beni parçalıyordu. Open Subtitles إستطعت سماع الصوت، الصوت الذي حطمني
    Tek kişi olduğunu nereden biliyorsunuz? Sesini duyabiliyordum. Open Subtitles أنا أستطيع سماعه.
    Feryatlarının koridorlarda yankılandığını duyabiliyordum. Birinin onu durdurması için yalvarıyordu. Open Subtitles استطعت سماع صدى بكائه عبر الأروقة متوسّلاً أنْ يوقفها أحد
    Direkt olarak yüzüne bakıyordum ve konuşmuyordun ama seni duyabiliyordum. Open Subtitles و انت لم تكن تتحدّث لكن كان بإمكاني سماعك.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more