Bu kasette duyduklarıma göre, evet, sen olayı anladın ve çok çalışıyorsun. | Open Subtitles | مما سمعته هنا فأنت عندك موهبة و أنت غارق فيها |
duyduklarıma dayanarak, sizin fesih davası için uygun olmadığınızı söyleyebilirim. | Open Subtitles | استناداً لما سمعته لستما مؤهلين لإلغاء زواجكما |
Silah sesleri duyulmaya devam ederken kısa sürede kalabalığın sloganları bu sesleri bastırmaya başladı, ve duyduklarıma inanamadım. | TED | لذلك عندما بدأ يتواني صدى الطلقات النارية، بدأ بعدها يظهر هتاف الشعب، لم أصدق ما كنت أسمعه. |
Ve duyduklarıma göre, benimle diğer hastalarla harcamadığın kadar vakit harcıyormuşsun. | Open Subtitles | ...ومما أسمعه فأنتَ تقضي معي وقتاً أكثر من أي مريض آخر |
Şu an burada duyduklarıma inanamıyorum. | Open Subtitles | انا مو مصدق الخراط الي جالس اسمعه الحين |
duyduklarıma bakılırsa bunu bir an önce yapmanız gerekecek. | Open Subtitles | حسناً .. حسب ما سمعت ستقوما بذلك عاجلاً غير آجل |
duyduklarıma bakılırsa bu işlerde tuzak bolmuş. | Open Subtitles | حسب ماسمعت هذه الأشياء تبدو كلعبة للوقوع في الفخ |
duyduklarıma bakılırsa ikinci çocuğu yapma yolundalar. | Open Subtitles | مما سمعته فهم في طريقهم لتربية الطفل الثاني |
Hiç bir balo müziği bu duyduklarıma değmez. | Open Subtitles | ؟ لاتوجد حفلة موسيقية تستاهل ما قد سمعته |
Ama onun hakkında duyduklarıma bakılırsa, doğru olduğunu sanmıyorum. | Open Subtitles | ولكن مما سمعته عنها أنا لا أعتقد بأن ذلك مناسب |
Hey. duyduklarıma göre, ufak tıbbi otlarla ilgili konuşacağım adam senmişsin. | Open Subtitles | مرحبا كما سمعته ، انك الرجل الذي يمكن ان اتحدث معه عن كمية قليلة من الاعشاب |
Hayır, yani, duyduklarıma göre harika bir adammış. | Open Subtitles | لا ،أعني، كل شيء سمعته عنه، يبدو بأنه رجل رائعاً. |
Kodeste duyduklarıma dayanırsak gizli tüneli bilen bir personel olmalı. | Open Subtitles | حسناً، حسب ما سمعته في السجن، الإحتمالات هي وجود شخص من الداخل يعرف بأمر النفق السري. |
İkinci ve üçüncü ağızdan duyduklarıma göre o tavernada bir şeyler oluyor. | Open Subtitles | كل ما أسمعه هو التعامل بالبضائع المستعملة من قبل مالكين آخرين، لكن شيئًا ما يحدث في تلك الحانة. |
- Bu duyduklarıma inanamıyorum. - İyi. Cennete mi gitmek istiyorsun? | Open Subtitles | لا يمكنني تصديق ما أسمعه - حسناً، تريدين الذهاب إلى الجنة |
Mecliste duyduklarıma göre, belediye başkanı resmen transferleri kolaylaştıracakmış. | Open Subtitles | من الذي أسمعه في قاعة البلدية لقد قال العمدة جوهريا انه سيسهّل النقل من هناك |
duyduklarıma inanamıyorum. | Open Subtitles | أنا لا أستطيع أن أصدق ما أسمعه |
duyduklarıma inanamıyorum, benim kardeşim, Kopenhag Devlet Tiyatrosunun... | Open Subtitles | لا أصدق ما أسمعه . . فـ شقيقي عضو شرف |
duyduklarıma bakılırsa, eline yüzüne bulaştıran sensin. | Open Subtitles | أجل وما أسمعه هنا يبدو أنك أنت من فشل |
duyduklarıma inanamıyorum. | Open Subtitles | لا اصدق ما اسمعه. |
duyduklarıma inanamıyorum. | Open Subtitles | لا اصدق ما اسمعه |
duyduklarıma bakılırsa çok yorgun olmalısınız. | Open Subtitles | من حيث ما سمعت, انتما الاثنان متعبان |