Bu tabloda sorun şu, bir duygunun ne olduğunu tam olarak anlatmıyor. | TED | المشكلة في هذا التصوّر هو أنه لا يوضح بالكامل ما هي العاطفة. |
ve su sadece buraya kadar geliyor ve cayi disinda birakiyor Ve tum bunlarin ustune, bir de sizinle iletisime geciyor, duygunun yaptigi seyleri yapiyor. | TED | والماء فقط يأتي هنا محتفظا بالشاي بعيدا وعلى رأس ذلك كله، إنه يتصل وهو ما تفعله العاطفة |
Bazen bir duygunun ne olduğunu bile tam olarak anlayamıyoruz. | TED | أحيانًا لا نكون متأكدين حتى مما تعنيه العاطفة. |
Ee, Be- - Ben yazıda biraz duygunun eksik olduğunu hissettim. | Open Subtitles | حسناً، شعرت بأن الكتابة إفتقرت إلى بعض العاطفة |
Sorununu hangi duygunun aktifleştirdiğini biliyor musun? | Open Subtitles | هل تعلم ما نوع العاطفة التي يمكنها ان تُفعل اضطرابك ؟ |
Bu duygunun Latince karşılığı" Carpe Diem" dir. | Open Subtitles | العبارة الللاتبنية لهه العاطفة هي " كاربي ديم" |
Ve son olarak, her seferinde duygunun mantığın önüne geçtiği ve istediklerimizi yaptırmak için birbirimize bağırdığımız eski düzenli kaos sistemine dönmek isteyenler elini kaldırsın. | Open Subtitles | حسناً، وأخيراً الذي موافق للعودة الى النظام القديم لتنظيم الفوضى حيث العاطفة تسود على الصواب في كل مرة وهي التي نصرخ على بعض |
duygunun ve inancın sert bir karışımıydı ve yapışıveriyorsun. | Open Subtitles | كان مزيجاً مُثيراً من العاطفة والإيمان, و... يظلّ يُلازمك. |
diyor, başka bir şey değil. Ve bana kalırsa bu çok uç nokta da verilmiş bir örnek duygunun ve grafik tasarımının gücü, yine de, aslında, zamanının da çok kapsamlı bir afişi, | TED | لا تقول شيئا غير ذلك بالنسبة لي هذا حد أقصى لسطوة العاطفة (الاحساس), للتصميم الجرافيكي, رغم أنه -في الواقع- ملصق شائع جدا وقتها. |