Döndügümde, umarim ki her zamanki gibi kendinden geçmis olursun böylece senin o aptal sesini duymak zorunda kalmam. | Open Subtitles | عندما أعود، أتمنى أن تكوني غافية كالعادة لكي لا يكون عليّ الإستماع لكلامكِ السخيف. |
Döndüğümde, umarım ki her zamanki gibi kendinden geçmiş olursun böylece senin o aptal sesini duymak zorunda kalmam. | Open Subtitles | عندما أعود، أتمنى أن تكوني غافية كالعادة لكي لا يكون عليّ الإستماع لكلامكِ السخيف. |
Bunu kardeşimin dallama ortağından duymak zorunda mıyım ben? | Open Subtitles | لما علي أن أسمع ذلك من شريك أخي في العمل |
Düşünsene, Srinagar'a geldiğini Jagirdar'dan duymak zorunda kaldım. | Open Subtitles | تخيل, إنه كان علي أن أسمع من "جاجريدار" بأنك قد أتيت إلى "سريناجار". |
İşin boynunda ne kadar büyük bir yük olduğunu duymak zorunda kalmazdım. | Open Subtitles | وليس علي أن أسمع كيف يقوم العمل بإرهاقك |
Gördün mü, "öldür beni" dediğimde beni öldürmüş olsaydın bunu duymak zorunda kalmayacaktım. | Open Subtitles | أرأيت لو أنك قتلتني عندما قلت اقتلني لما توجب علي سماع ذلك |
Gününün nasıl geçtiğini, ya da daha kötüsü arabanı duymak zorunda değilim. | Open Subtitles | وانا ليس علي ان اتصل اساسا وليس علي سماع ثرثرة حول كيف كان يومك |
Bunu duymak zorunda mıyım? | Open Subtitles | هل انا مجبره علي سماع ذلك؟ |