"eğilimindedir" - Translation from Turkish to Arabic

    • تميل
        
    • يميل
        
    • يميلون
        
    • نمَط معيّن
        
    Ayrımcılığa karşı uygulamalar geliştirmeye kendilerini adamış firmalar Kavgacıları destekleme eğilimindedir ve rakiplerinden daha başarılıdırlar. TED الشركات الملتزمة بالتنوع والممارسات الشاملة تميل إلى دعم المشتبكين حيث يتفوقون على أقرانهم.
    Ancak bana göre savaş, hayatın birçok alanında olduğu gibi bu şartları vurgulama eğilimindedir. Open Subtitles لكننى أعتقد أن الحرب مثلها مثل جوانب أخرى كثيرة فى الحياة تميل إلى التأكيد على هذا النوع من الأعتبارات
    Örneğin, dinlenmekte olan bir beyin bir çok alpha dalgası yayma eğilimindedir. TED فعلى سبيل المثال، الدماغ الهادئ يميل إلى توليد الكثير من موجات ألفا.
    Yoksulluk toplumumuz tarafından yaratılma eğilimindedir ve o topluluktaki insanların yaşadığı yokluk aynı anlama gelmemektedir. TED يميل الفقر ليكون نتاج لمجتمعنا، والناس بذلك المجتمع ليسوا فقراء بنفس الشكل بالمرة.
    Alan taraf, çoğu işte hızlı yükselme eğilimindedir ancak hızlı düşer. TED الأشخاص الأنانيون يميلون إلى الصعود بسرعة لكنهم يسقطون بسرعة أيضاً.
    Kurtlar hamle yapacak yere sahip olursa, ...çitlik hayvanlarından uzak durma eğilimindedir. Open Subtitles لو لدى الذئاب مدى كافياً للمناورة فإنهم يميلون لتفادي الماشية.
    Bir kültürün hakim değerleri o kültür tarafından ödüllendirileni destekleme ve sürdürme eğilimindedir. Open Subtitles أو موضوعاً في إطار المتطرفين الثوار. القيم السائدة في أي ثقافة تميل إلى مساندة والعمل على إستمرارية
    Orgazmların süresi ve yoğunluğu kısalma eğilimindedir fakat bunun dışında, çok az değişiklik görüyoruz. Open Subtitles تميل الاورغازمات لتكون أقصر في مدّتها وشدّتها، ولكن ما عدا ذلك, شهدنا لها تغييرات قليلة جدّاً.
    Savcılık iddianamesindekileri kanıtlayabilecek... bilgileri verme eğilimindedir. Open Subtitles النيابة تميل إلى ترك أي معلومات التي يمكن دحض قضيتهم.
    Fikirler reaktif olma eğilimindedir. Open Subtitles أفكار تميل الى ان تكون ارتكاسيّة ذهاباً واياباً
    İnsan doğası kendinden daha yüce bir şeye inanma eğilimindedir. Open Subtitles طبيعة البشر تميل للتصديق في شيء أعظم من ماهيتك.
    Kilise, vaftiz törenine makul bir önem verme eğilimindedir. Open Subtitles أيها الأب الأقدس، تميل الكنيسة لإرفاق قدر لا بأس به من الأهمية للمعمودية
    Diğer bir çok türün aksine, insanlar beğenilmek için davranışlarını diğerlerinin varlığına uydurma eğilimindedir. TED على عكس العديد من الكائنات الأخرى، يميل البشر لتغيير سلوكهم في وجود الآخرين للحصول على الاستحسان.
    Bir gazı ısıttığınızda genişleme ve dışarıya doğru patlam eğilimindedir. Open Subtitles عند تسخين غاز يميل إلى التوسّع ويقذف صوب الخارج
    Hemşirelik personeli eğilimindedir Gece yarısından sonra ince . Open Subtitles طاقم التمريض يميل إلى اخذ قسط من الراحه بعد منتصف الليل
    Gelişmekte olan dünya şehirlerinde hareket kabiliyeti çok tuhaf bir mücadeledir çünkü sağlık ya da eğitim veya konuttan farklı olarak, toplumlar daha zengin oldukça daha kötü olma eğilimindedir. TED التنقل في مدن البلدان النامية يمثل تحدي مميز جداً ، لأنه باختلافه عن الصحة أو التعليم أو السكن، يميل إلى الأسوء مع ازدياد ثروات المجتمعات.
    Narsistler aşırı derecede seçici olma eğilimindedir. Open Subtitles النرجسيون يميلون لكونهم اختياريين للغاية
    Hepimiz bu rakamı yuvarlarız çünkü hastalar bize duymak istediğimizi söyleme eğilimindedir. Open Subtitles جميعنا نقوم بزيادة ذلك الرقم لأن المرضى يميلون لإخبارنا مانريد سماعه.
    Hep söylerler, değil mi, erkekler anneleriyle evlenme eğilimindedir diye? Open Subtitles انهم يقولون, ان الرجال يميلون الى الزواج من اشباه امهاتهم ؟
    Bu yüzden insanların belirtileri gittiği zaman, bunlar tekrarlama eğilimindedir, çünkü bir diğer yarı duygusu yoktur - zevk, mutluluk, merhamet, minnettarlık gibi pozitif duyguların olduğu. TED لذلك عندما تصبح الأعراض لدى الناس غير ظاهرة ، فإنهم يميلون إلى الانتكاس. بسبب عدم وجود شعور بالنصف الآخر -- بماهية المتعة والسعادة والحنان ، والامتنان بماهية المشاعر الايجابية.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more