"eğilimindedirler" - Translation from Turkish to Arabic

    • يميل
        
    • يميلون
        
    Medeni insanlar toplumlarını bu şekilde biçimlendirme eğilimindedirler, Albay. Open Subtitles حسناً, ان الامر يميل الي كونه كيف يبني الاشخاص المتحضرون مجتمعاتهم
    İnsanlar, öngörülen tehditlerin donanımla önlenebileceğini düşünme eğilimindedirler. Open Subtitles يميل الناس للتزود برجال أمن على أساس التهديدات المتوقعة
    Bildiğimiz gibi failler suçlarını tanıdıkları yerlerde işleme eğilimindedirler. Open Subtitles كما نعرف، يميل الجناة لإرتكاب الجرائم في أماكن مؤلفة لهم
    Mimarlar ve tasarımcılar özellikle bunların üzerine odaklanma eğilimindedirler. TED المعماريون والمصممون يميلون إلى التركيز حصريا على هذه.
    Kısacası insanlar önceden maruz kaldıkları şeyleri tercih etme eğilimindedirler. TED باختصار، الناس يميلون للأشياء التي اختبروها من قبل.
    İnsanlar, ajanların savaş aşkı, macera tutkusu ya da vatansever bir coşkuyla harekete geçtiğini düşünme eğilimindedirler. Open Subtitles "يميل الناس إلى التفكير في دوافع الجواسيس" "بواسطة حب اللعبة، الرغبة في المغامرة" "أو حماسة وطنية"
    İkincisi, yalancılar daha negatif olma eğilimindedirler, çünkü bilinçaltında yalan söyledikleri için suçlu hissederler. TED ثانيًا: الكاذبون يميلون ليصبحوا سلبيين لأنه على مستوى اللاوعي، يشعرون بالذنب اتجاه الكذب.
    Bu tür işleri genelde eski oyunculara verme eğilimindedirler, ya da medya sektöründe yer alan insanlara verirler. Open Subtitles ولكنهم يميلون لمنح تلك الوظائف إلى لاعبين سابقين أو أناس يعملون في مجال الإذاعة.
    Bilirsin insanlar yalan söylüyorlarken bazı detaylar uydurma eğilimindedirler. Open Subtitles أتعلم عندما يكذب الناس فأنهم يميلون الي الأفراط في أبتكار التفاصيل

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more