Tamam, şimdi eğilmek ve suyun içinde devam etmek ister misin? | Open Subtitles | حسنا، الآن، هل تريدين الانحناء وغمر جسدك كله بالماء؟ |
Hadi yapma, tek yapması gereken eğilmek. | Open Subtitles | هيا كل ما عليها فعله هو الانحناء وسأشم شعرها |
O zaman hiç eğilmek gerekmemişti. | Open Subtitles | لم يكن علينا الانحناء |
İhtiyacın olan şey sadece eğilmek. | Open Subtitles | فقط عليك الإنحناء لإلتقاطها. |
İhtiyacın olan şey sadece eğilmek. | Open Subtitles | فقط عليك الإنحناء لإلتقاطها. |
Haşmetlim, eğilmek zorunda değilsiniz. | Open Subtitles | معاليك أنت لَسْتَ بِحاجةٍ إلى أَنْ الركوع |
Öne eğilemeyeceği anlamına gelir. Yani Cuddy geriye doğru eğilmek zorunda. | Open Subtitles | يعني فقط أنه لا يمكنها الانحناء فتضطر (كادي) إلى الانحناء إلى الخلف |
eğilmek, telaşlanmak gibi saygı göstergesi de yok. | Open Subtitles | أو الركوع أو التدليل أو أي من طرق الإذعان. |
Önünde eğilmek, nasıl bir hürriyet? | Open Subtitles | أي حرية هذه التي يتم الركوع بها لك؟ |
Ariadne nasıl, zavallı kız benim önümde eğilmek zorunda kaldığında oldukça ezilecek. | Open Subtitles | كيف حال (آريادني) ؟ المسكينة ستسحق حينما أُجبرها على الركوع أمامي |