"eğlendirmeye" - Translation from Turkish to Arabic

    • تسلية
        
    • لتسلية
        
    • أسلي
        
    • إمتاع
        
    • نسلي
        
    • يتسلى
        
    Her birinde küçük odalar var, burada köleler yani kadınlar, küçük kız ve erkekler hatta bazıları 7 yaşında, müşterileri eğlendirmeye, onları daha çok yiyecek ve içki satın almaya teşvik etmeye zorlanıyor. TED كل مطعم يوجد فيه غرف خاصة صغيرة، حيث النساء المستعبدات، إلى جانب الفتيات والفتيان بعضهم لا يتجاوز سنه السابعة، مُجبرون على تسلية الزبائن، لحثهم على شراء طعام و شراب أكثر.
    Programımızın konuğunu eğlendirmeye profesyonellik denir. Open Subtitles تسلية ضيف البرنامج يعتبر من الاحترافية
    Ya da askerleri eğlendirmeye giden bir grubuz diyeceğiz. Open Subtitles لقد كانَ إما هذا او ان نقولَ اننا فرقة ذاهبونَ إلى هناكَ لتسلية الجنود
    Gerçi güzel kızları yatak odamda yalnız eğlendirmeye alışığım. Open Subtitles على الرغم من , انا أرغب ان أسلي الفتيات الجميلات في القطاع الخاص
    Kendini eğlendirmeye hakkı vardı, değil mi? Aşk onun için bir oyundu. Open Subtitles لقد كان لها الحق فى إمتاع نفسها أليس كذلك ؟
    İnsan bazen en tuhaf şeylerle kendini eğlendirmeye çalışır. Open Subtitles بالفعل أحيانا نحن نسلي أنفسنا بطرق غريبه أحيانا
    Kara örümcek eğlendirmeye başlıyor. Open Subtitles العنكبوت الأسود يتسلى
    Otururken müşterilerimi eğlendirmeye çalışıyordum, Bayan...? Open Subtitles أحاول تسلية زبائني فحسب حينما يجلسون هنا، يا سيّدة...
    Orta ikide kopya çekip kendimi eğlendirmeye başladım liseyi bitirdim ama Dünyaya yeniden gelsem liseye gitmezdim. Open Subtitles فقط وذلك السابع الصف في الغش بدأت انا نفسي تسلية اجل من العمل بهذا قمت اذا الثانوية,لكن المدرسة انهيت "مجددا
    Ama böyle itleri eğlendirmeye devam edeceksen en azından tasmalarını bağla! Open Subtitles لكن إذا أصريت على تسلية مثل هؤلاءالناس... يجب على الأقل أن تبقيهم مقيدين
    "Graham aşağı inerken Tolliver tarafından durduruluyor" Hey, Joan, VIP.leri eğlendirmeye mi gidiyorsun? Open Subtitles جون هل انتى خارجة لتسلية نائب الرئيس؟
    Annem öldükten sonra da, ben müşterilerini eğlendirmeye başladım. Open Subtitles -بعد وفاة أمي، بدأت أسلي عملائه .
    Kendini eğlendirmeye hakkı vardı, değil mi? Open Subtitles لقد كان لها الحق فى إمتاع نفسها أليس كذلك ؟
    Misafiri eğlendirmeye. Open Subtitles هل تريدين إمتاع الضيف؟
    Hondo ve korsanlarını eğlendirmeye giderken bizimle gelmek istersiniz. Open Subtitles تريد ان تأتي معنا عندما نسلي هوندوا وقرصانه هوردي؟
    Kara örümcek eğlendirmeye başlıyor. Open Subtitles العنكبوت الأسود يتسلى

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more