| - Beni eşikten geçir. - Bu saçmalığa inanıyor musun? | Open Subtitles | ـ إحملني من فوق العتبة ـ هل تصدقين في هذا الكلام الفارغ؟ | 
| Karımı eşikten içeri taşımak zorundayım değil mi? | Open Subtitles | يجب أن أحمل عروستي عبر العتبة ، أليس كذلك ؟ | 
| İlk eşikten geçtik. | TED | و ها نحن قد اجتزنا العتبة الأولى. | 
| Ama sizi yönlendiren şeyin ne olduğunun farkına varacak ve direksiyonun başına geçecek kadar olgunlaştığınızda, önemli bir eşikten geçilir. | TED | لكن يتم تجاوز عتبة كبرى حين ننضج بما فيه الكفاية لنقر بما يدفعنا وأن نأخذ بعجلة القيادة ونوجهها. | 
| Burası eşikten sayılmaz. | Open Subtitles | هذة ليست عتبة رسمية الطابق العلوي ،أيها الصغير | 
| Önce beni eşikten geçireceksin. | Open Subtitles | ـ ليس حتى تحملني من فوق العتبة | 
| eşikten geçen ilk bekar kadın olmaktan onur duydum. | Open Subtitles | أفتخر أنى أول عازبة تعبر العتبة | 
| eşikten kucağımda geçmelisin. | Open Subtitles | يجب أن أحملك على العتبة | 
| eşikten kucağımda geçmelisin. | Open Subtitles | يجب أن أحملك على العتبة | 
| - eşikten geçince anlatırım. | Open Subtitles | سأخبرك بعد أن نعبر العتبة | 
| - eşikten geçince iyileşeceğim. | Open Subtitles | ـ أنا سأكون عندما أعبر العتبة | 
| Ray, onu eşikten kucağında geçirmen gerekiyor. | Open Subtitles | راي ، عليك حملها فوق العتبة | 
| Seni eşikten içeri taşıyacağım. | Open Subtitles | الآن سأحملك عبر العتبة | 
| eşikten geçemez. | Open Subtitles | لا يمكنه عبور العتبة | 
| Efsaneye göre, Herkül bilinmezliğe doğru bu eşikten geçerken aynı belirsizlikle yüz yüze gelmiştir. | Open Subtitles | (فى الأسطورة (هرقل كانت لديه نفس الريبة حيث عبر من تلك العتبة نحو المجهول | 
| Ki kendine eşikten geçebilmek için izin verebilesin. | Open Subtitles | لكي تسمحي لنفسك بعبور العتبة | 
| Haydi Marge, seni eşikten geçirmeme izin ver. | Open Subtitles | هيا (مارج)، دعيني أحملك إلى العتبة | 
| Çünkü kimse o eşikten içeri adımını atamıyor, Prue. | Open Subtitles | لأنكِ لم تدَعين أحدهم يتعدَّى عتبة الباب | 
| Kutsa bu ikisini şuanda, ikisini de katılaştır, eşikten geçmelerine yardım et. | Open Subtitles | بارك هؤلاء الاثنان في هذا الوقت أحضرهم معاً إلى الفيضان ساعدهم الآن عبر عتبة الحب | 
| Bu beni kucağında eşikten ikinci kez geçirişiydi. | Open Subtitles | كان المرة الثانية التي حملني فيها عبر عتبة الباب |