Dolayısıyla işi bırakıp bir yılımı evde geçirdim, eşim ve dört küçük cocuğumla. | TED | لذلك توقفت عن العمل . وقضيت عاما في المنزل . مع زوجتي و أطفالي الأربعة الصغار. |
eşim ve kızımı da yanına almıştı. | Open Subtitles | حتى زوجتي و ابنتي أخذتهما تلك الآله. هكذا. |
eşim ve ben, bu durumu ele alışınızdan çok etkilendik. | Open Subtitles | أنا وزوجتي معجبان جداً بطريقتك في التعامل مع الوضع الحالي |
Benim eşim ve çocuğum olduğunu seninse eşinin ve çocuğunun olmadığını düşündüm. | Open Subtitles | ظللت أفكر في طفلتي وزوجتي وكيف أنك لا تملك طفلة ولا زوجة. |
Sadece sizin müziğinizin, eşim ve benim için ne kadar çok anlamı olduğunu söylemek istiyorum. | Open Subtitles | لا، أردت أن أقول لك فقط كم تعني أغانيك لي ولزوجتي |
eşim ve ben tüm günümüzü bu ülkede yaptığınız pislikleri temizlemeye harcıyoruz. | Open Subtitles | أنا وزوجي نقضي اليوم بأكمله في تنظيف الفوضى التي تُحدثونها بذلك البلد |
Beş yıl önce, eşim ve oğlum Bethlehem Yolu'nda öldürüldü. | Open Subtitles | حين قتلت زوجتى و إبنى منذُ خمس سنوات ماضية |
Buranın yemekleri çok güzeldir, ...belki de eşim ve çocuklarımla tanışmayı merak etmişsindir ve, bilirsin işte. | Open Subtitles | الطعام جيد جداً هنا لكني اتسائل ربما إذا كنت تود مقابلة زوجتي و أطفالي |
Şu anda eşim ve kızımla beraber düğün alışverişindeler. | Open Subtitles | انهم ذاهبون للتسوق للزفاف مع زوجتي و ابنتي |
Bu benim eşim ve destekçim, Rupal. | TED | هذه زوجتي و المتعاونه معي، روبال. |
Bayanlar ve baylar, eşim ve hayatımın aşkı. | Open Subtitles | سيداتي سادتي، زوجتي و حبُ حياتي. |
eşim ve ben, mahallemize genç bir çiftin taşındığını görünce çok mutlu olmuştuk. | Open Subtitles | لقد كنا أنا وزوجتي سعيدان جدًا لرؤية زوجان يافعان ينتقلان إلى هذا الحي. |
eşim ve ben burada içiyorduk ve ben yoruldum ve yatmaya karar verdim. | Open Subtitles | ،كنا أنا وزوجتي هنا في الأسفل نحتسي المشروبات ،ثم شعرت بالتعب فقررت الصعود |
diye de eklemişti. eşim ve ben zorlu konuşmalar için oturduğumuz yerleri değiştirdik çünkü ben daha yüksekte 'güç bende' pozisyonunda oturuyordum. | TED | في الحقيقة قمنا أنا وزوجتي بتغيير مكان إجراء المحادثات الصعبة لأني كنت جالساً أعلاه في موقف السلطة. |
eşim ve aynı zamanda ortağım olan Dr. Alexandra Heath ile birlikte hastaları görmeye başladık. | TED | أنا وزوجتي وشريكتي، الدكتورة ألكسندرا هيث، بدأنا نرى المرضى. |
eşim ve benim için bu bir ayrıcalık. Evet. | Open Subtitles | أجل، إنه لإمتياز لي ولزوجتي بأن نعيش بهذا المكان. |
Barmeydler, eşim ve benim için fıçıda ne varsa. | Open Subtitles | ايتها النادلة , اي كان بهذه الحنفية لي ولزوجتي |
DJ: 1950'lerde eşim ve ben arka bahçemizde bahçeyi kazıyorduk. | TED | د. ج: حسنًا، عندما كنت في منتصف الخمسينيات، كنت أنا وزوجي في الفناء الخلفي نحفر حديقة. |
Rahmetli eşim ve ben, çok romantik bir çifttik. | TED | كنت أنا وزوجي الراحل، نشكل ثنائيًا رومانسيًا للغاية. |
Polisin aile fotoğrafı. Benim de evde bir tane var ama benim eşim ve çocuğum kaçmayı bilirler. | Open Subtitles | صوره لعائلة شرطيه, لدى واحده مثلها فى البيت _ لكنى أخشى على زوجتى و أطفالى _ |
Felicity her şeyi kontrol altına aldı ama eşim ve onun çok gizli devlet ajansı... | Open Subtitles | إلّا أن زوجتي ووكالتها الحكوميّة .السريّة جدًا يبحثون عن حل أدوَم |
Bir ay kadar önce eşim ve çocuklarımla bir kitapçıda kasa kuyruğundaydım. | Open Subtitles | كنتُ في مكتبة قبل شهر تقريباً مع زوجتي وأولادي، أقف في الطابور |
Bu eşim ve mutfakta kahvaltı hazırlıyor. Zaman ve mekan içinde hareket ederken, mutfakta günlük bir şablon var. | TED | هذه أنا و زوجتي نعد الافطار في المطبخ. و بينما ننتقل في المكان و الزمان، نمط حياة تقليدي جدا في المطبخ. |
Yani eşim ve ben kendi salatamızı hazırlak mı zorundamıyız? | Open Subtitles | هل تعني انه على زوجتي ان تعد سلتطها ؟ |