"eşleşiyor" - Translation from Turkish to Arabic

    • تطابق
        
    • مطابقة
        
    • يطابق
        
    • مطابق
        
    • متطابق
        
    • متطابقة
        
    • تتطابق
        
    • يُطابق
        
    • يتطابق
        
    • تُطابق
        
    • طابق
        
    • تتوافق
        
    Demiryolu aracından bulduklarımızla bilekten alınan örnek eşleşiyor. Open Subtitles الخيوط التي وُجدت في عربة القطار تطابق العينة التي في رسغها
    Ve bu, medyumun evinin dışındaki çakıllarla eşleşiyor. Open Subtitles وهي تطابق للحصى الموجود.. في ساحة منزل الوسيطة الروحية
    Ve şimdi içerideki o inci elmasla yer değiştiriyor böylece içerideki o elmas şimdi, sonunda dışarıdaki elmasla eşleşiyor. Open Subtitles والان اللؤلؤة بالخارج ستبدل بالماس وبالتالى سيكون الماس بالداخل والخارج وفى النهاية مطابقة الماسة التى بالخارج
    - O kadını çekebiliriz. - Randevu ayarlar, DNA alır, eşleşiyor mu diye bakarız. Open Subtitles نرتب لك معها موعد تاخذين حمضها النووي ونرى اذا كان يطابق
    41 numara olan bir ayakkabısı Finn'in cinayet mahallinde bulduğu paspastaki izle eşleşiyor. Open Subtitles مقاس قدمة مطابق لأثار الاقدام على الحصيرة الهلامية التى عثرت عليها فين فى مسرح الجريمة
    Bana verdiğin parmak izi ile elbisenin üzerinde ki DNA'lar eşleşiyor. Open Subtitles الحمض النووي للبصمه الداميه متطابق مع الدماء على قطعة الملابس التي أعطيتها لي
    (Styles) Gördüğünüz gibi, bu aynı hayvan, efendim. İşaret eşleşiyor. Open Subtitles كما ترى, إنه الحيوان نفسه يا سيدي العلامات متطابقة
    Costelloların halısında bulduğumuz iz ile eşleşiyor. Open Subtitles تتطابق مع العلامات من على الأرضية القماشية
    Taktikleri bir süredir şehirde kredicileri soyan bir ekiple eşleşiyor. Open Subtitles التكتيك يُطابق فريقاً كان يسرق محلاّت الرهن في أرجاء المدينة.
    Ve bu silah Frank Dunlop'tan çıkarılan kurşunla da eşleşiyor. Open Subtitles وأن المسدس يتطابق مع الرصاص الذي تم اخراجه من فرانك دنلوب
    İyi haber, Carlo'nun masasında bulduğumuz iz okdaki izle eşleşiyor. Open Subtitles الخبر السار هو، ويطبع على طاولة نهاية كارلو تطابق بصمات على السهم.
    Irak'taki askerlerin üzerinde bulunanlarla eşleşiyor. Open Subtitles انها تطابق التي اخرجوها من الجنود في العراق
    Bu mermideki setler, o soruşturmadakilerle eşleşiyor. Open Subtitles تصدعات الرصاصة تطابق الغلاف المستعاد من ذلك التحقيق
    Şimdi, bu kıyafetlerin bir kısmı aradığımıza uymuyor ama yarısından fazlası, görgü tanıklarının, ateş edip ara sokağa kaçarak kaybolan palyaçonun üzerinde gördüğü kıyafetle eşleşiyor. Open Subtitles بعض هذه الأزياء لا تطابق ولكن أكثر من نصفها مطابقة لوصف الشهود للرجل الذي قتله وخرج من المحل
    Kurşunların duvardaki yerleriyle cesetlerin konumları eşleşiyor. Open Subtitles إن مواضع الرصاصات المرتفعة مطابقة لمواضع جثث القتلى.
    Depodaki suç mahallinde çekilen fotoğraflardakiyle eşleşiyor. Open Subtitles إنّه يطابق صوراً التقطَت في مسرح جريمة المستودع
    Aşağı Doğu Bölgesi'nde satılan malların çoğuyla eşleşiyor. Open Subtitles يطابق أكثر مخدّر تمّ بيعه في الشرق الأدنى
    2001 ve 2003'ten iki kişi var, cinayetlerin Clifford, Delaware'de olması dışında işleme şekli tamamıyla eşleşiyor. Open Subtitles لدى اثنان اخرتان عامى 2001 و 2003 بأستثناء انه تم ارتكابهم فى كلفلاند, ديلوير الاسلوب مطابق
    Bana verdiğin parmak izi ile elbisenin üzerinde ki DNA'lar eşleşiyor. Open Subtitles الحمض النووي للبصمه الداميه متطابق مع الدماء على قطعة الملابس التي أعطيتها لي
    Nesbit'e çarpan araçla eşleşiyor mu? Open Subtitles هل هي متطابقة مع السيارة التي ضربت نسبيت؟
    Yanmış olan bir tiner kutusu üzerinde, belirgin olmayan tek bir parmak izi parçası bulunuyor ve başından beri polisin tek şüphelisi olan adamın parmak iziyle eşleşiyor. Open Subtitles هنا وجدت بصمة جزئية وغير واضحة على ما يمكن أن يكون مخفف دهان مجرد ما حدث تتطابق مع الشخص
    Ezik bölge, mutfaktaki nesnelerden biriyle eşleşiyor. Open Subtitles ونمط الكدمة يُطابق واحد من الأغراض بالمطبخ. المُبخر الدوّار.
    Ve saldırganın tanımı babası Eddie Lee Wilcox ile eşleşiyor. Open Subtitles و وصف المعتدي يتطابق مع والدها إيدي لي ويلكوكس
    Bilgiler torpido gözünde bulduğumuz ruhsatla eşleşiyor. Open Subtitles معلوماتها تُطابق التسجيل الذي وجدناه في صندوق القفازات
    Savcılıkta birinin iş başvurusu için bıraktığı örnekle eşleşiyor. Open Subtitles طابق عينة أحد غادر عندما قدموا على وظيفة في مكتب المدعي العام.
    Sanırım mumlardaki numaralar benim dilek listemdeki numaralarla eşleşiyor. Open Subtitles اعتقد ان الارقام على الشموع تتوافق مع الارقام التي على قائمة امنياتي

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more