| Fırsattan istifade eşyamı toplayıp defolup çıktım. | Open Subtitles | واستغللتُ الفرصة لأخذ أغراضي والخروج من هناك. |
| Bunu benim eşyamı saklamadan önce düşünecektin. | Open Subtitles | كان عليك التفكير بذلك قبل أن تُخفي أغراضي |
| Ben sadece hızlıca bir uğrayıp benim için ıvır zıvır eşyamı alacağını düşündüm. | Open Subtitles | ! أنا فقط ظننت أنك تستطيعين التسلل بسرعة و تأخذين بعض أغراضي الصغيرة |
| Sadece bir kaç eşyamı almaya geldim. | Open Subtitles | . أنا أتيت لأخذ بعضاً من أشيائي |
| Bir kaç eşyamı almak için geldim ve annem içerdeydi. | Open Subtitles | أتيت لأاخذ بعض حاجياتي , و ثم أمك جلست هناك |
| Anne bu dağınıklıkta eşyamı bulamıyorum. | Open Subtitles | أمي, لا أستطيع أن أجد أغراضي في هذه الفوضى. |
| eşyamı çalarak. | Open Subtitles | - لأنّك الوحيد - الذي بدأ كلّ هذا - بسرقة أغراضي - |
| Sadece bir kaç eşyamı almak istedim. | Open Subtitles | أنا فقط أرغب في أخذ بعض أغراضي. |
| Tüm eşyamı buraya getirdim, ama... | Open Subtitles | أحضرتُ كل أغراضي إلى هنا, ولكن.. |
| eşyamı toplayıp İstanbul'a kaçtım. | Open Subtitles | حزمت أغراضي و حاولت أن أذهب الى (مدينة (اسطنبول |
| Öteki eşyamı. | Open Subtitles | أقصد أغراضي الأخرى |
| Birkaç eşyamı almaya çalışıyordum. | Open Subtitles | أحاول أخراج بعضٍ من أغراضي. |
| - eşyamı bu odaya koy. - Peki. | Open Subtitles | ضع أغراضي في هذه الغرفة - حسناً - |
| Hürrem'in dairesine taşıyorum üç parça eşyamı. | Open Subtitles | أنقل أغراضي إلى جناح (خُرّم) |
| - Birkaç eşyamı almaya geldim. | Open Subtitles | -أتيت لأخذ بعض أغراضي |
| Emily bu sabah yaralarıma bakmaya gel dediğinde eşyamı toplayıp buraya geldim. | Open Subtitles | لذا، عندما هاتفتني "إيملي" هذا الصباح تطلب العون منيّ فى العناية بجرحها، فقررتُ حزم أشيائي |
| - Öylece benim eşyamı alamazsın! | Open Subtitles | لا تستطيع أن تأخذ أشيائي |
| O geri dönmeden eşyamı toplayacağım. | Open Subtitles | سأخلي حاجياتي قبل أن يعود. |
| Dur bir dakika, sen eşyamı mı satıyorsun? | Open Subtitles | أن تبيع حاجياتي ؟ |