| Bir metot geliştirdim bununla kişi bahsetmek istediği eşyayı yanında taşıyor ve gösteriyor. | Open Subtitles | لذلك اخترعت طريقة وذلك بأن يحمل كل شخص الأغراض التي يريد أن يتحدث عنها |
| Olay yerinde, Olay Yeri İnceleme Birimi sudan cesedin civarında suda yüzen sadece bir kaç eşyayı çıkarabilmeyi başardı. | Open Subtitles | الآن، في مكان الحادث قرب محيط الجثة العائمة خبراء التحقيق استطاعوا سحب بعض الأغراض |
| Bence gördün, çalınan her eşyayı burada çocuğu okuyan her aileyle eşleştirdik. | Open Subtitles | أعتقد أنّكِ رأيتِها بالفعل، فقد طابقنا كلّ غرض من هذه الأغراض بمُمتلكات سُرقت من عائلاتٍ لديهم طلاب يدرسون هُنا. |
| Hayır, anlamıyorsunuz. Ben sadece kayıp eşyayı geri vermeye çalışıyordum. | Open Subtitles | لا، انتم لا تفهمون كنت أريد فقط إعادة ممتلكات مفقودة |
| Devam etmem için kliniğize ait olabilecek herhangi bir eşyayı teyit etmeniz gerekiyor. | Open Subtitles | أنا بحاجة لتتحققي من أي ممتلكات... قد تكون ملكك أو ملك للعيادة فيما أواصل تفتيشي. |
| Bunca eşyayı ne yapacağız? Bunlar sahip olduğumuz her şey. | Open Subtitles | ماذا سنفعل بكلّ هذه الأغراض هذا كل ما لدينا |
| Bu kadar eşyayı taşıyamayız. | Open Subtitles | ليس بمقدورنا حمل كل هذه الأغراض. |
| İstemediğiniz eşyayı alırım. | Open Subtitles | في الواقع, أنا أخذ الأغراض التي لا تريدها... |
| İstemediğiniz eşyayı alırım. | Open Subtitles | في الواقع, أنا أخذ الأغراض التي لا تريدها... |
| Bu kadar eşyayı kutulara doldurmak az buz iş değil. | Open Subtitles | الكثير من العمل لتوضيب هذه الأغراض |
| Aslında buraya birkaç eşyayı toplamaya gelmiştim. | Open Subtitles | أنا في الحقيقة هنا فقط لجمع بعض الأغراض |
| Sadece kayıp eşyayı geri vermeye çalışıyorum. | Open Subtitles | أريد فقط إعادة ممتلكات مفقودة |
| Kayıp eşyayı geri vermeye çalışıyorum. | Open Subtitles | أريد فقط إعادة ممتلكات مفقودة |