"e doğru" - Translation from Turkish to Arabic

    • بإتجاه
        
    • نحو الشمس
        
    Bu kuyrukluyıldız, Güneş'e doğru bir dalış yaparak yüz binlerce yıl süren kesintisiz bir serbest düşüşle hız kazanıyor. Open Subtitles تهبط هذه الأخيرة بإتجاه الشمس وتكتسب سرعة في سقوط حر غير منقطع ويستمر هذا السقوط لمئات الألاف من السنين
    Fikrin değişirse ben batıya Wyoming'e doğru gidiyorum. Open Subtitles إن غيرت رأيك، يمكنك أن تلحق بي سأسير بإتجاه الغرب للأثر توجه شمالاً إلى وايمونج
    Fikrin değişirse ben batıya Wyoming'e doğru gidiyorum. Open Subtitles إن غيرت رأيك، يمكنك أن تلحق بي سأسير بإتجاه الغرب للأثر توجه شمالاً إلى وايمونج
    1964'te Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi, NASA küçük bir uzay keşif aracını Kızıl Gezegen'e doğru fırlattı. Open Subtitles .. في عام 1964 قامت وكالة الفضاء ناسا بإطلاق مركبة فضاء إستكشافية صغيرة بإتجاه الكوكب الأحمر
    Bir şey onu Güneş'e doğru itip yerinden oynatmışsa... Open Subtitles حتى جاء شيء ما وفرقهم مرسلاً إياهم نحو الشمس
    Bu kuyrukluyıldız, Güneş'e doğru bir dalış yaparak yüz binlerce yıl süren kesintisiz bir serbest düşüşle hız kazanıyor. Open Subtitles إندفع هذا المذنب بإتجاه الشمس كاسبا السرعة في سقوطه الحر المتواصل و الذي يدوم لمئات آلاف الأعوام.
    Kütleçekimi, gezegenleri Güneş'e doğru çekiyor ama yörüngesel ivmelerinden dolayı Güneş'in çevresinde dönmeye devam edip, onun içine düşmüyorlar. Open Subtitles تسحب الجاذبية الكواكب بإتجاه الشمس لكن بسبب زخمها المداري تستمر في الدوران حول الشمس و لا تقع فيها.
    Galaksi mahallemizdeki bir yıldız süpernovaya dönüştüğünde patlayan yıldızın artıkları heliosferi Güneş'e doğru iter. Open Subtitles عندما يُصبحُ نجماً سوبر نوفا في حينا المجري الحُطام من النجم المُنفجر يدفعُ الغلاف الشمسي للخلفِ بإتجاه الشمس
    Ve tişört satıcısı olan Lance'e doğru yürüdüm ve onu uyardım." Open Subtitles لذلك خطوت بإتجاه لانس الذي يملك كشكًا للملابس بجانبي وأبلغته."
    Lucy'e doğru. Ama ateş edince ıskalıyor. Gördün mü? Open Subtitles بإتجاه لوسي,لكنه أطلق و أخطئ أترى ذلك؟
    Kapılardan uzaklaşıp TARDIS'e doğru yürümemiz lazım. Open Subtitles يجب ان نتحرك بعيداً عن الباب و بإتجاه الـ"تارديس"
    Batıya, Knightsbridge'e doğru ilerliyorlardır. Open Subtitles يسافر بإتجاه غربي نحو "نايتسبريدج"
    Victor Tango kontrol noktasından 2 km uzakta Kuzey'e doğru giden hacıların peşinde hareket halindeyiz. Open Subtitles نحن نطارد الـ(حاجي) بإتجاه الشمال على بعد كيلوميترين تقريباً من نقطة (فيكتور تانغو)
    Stonehaven'e doğru geliyorlar. Open Subtitles "إنهم يتحركون بإتجاه "ستونهيفين
    Skane'e doğru. Open Subtitles بإتجاه (سكاني)
    Kuyruklu yıldızımız Güneş'e doğru hızlanır ancak düz bir yol izlemez. Open Subtitles يتسارع مذنّبنا نحو الشمس لكن ليس مساره مستقيمًا
    Güneş sistemimizi doldurur ve bir kuyruklu yıldız daha hızlı Güneş'e doğru hareket etmeye başlayınca güneş rüzgârı daha da kuvvetlenir. Open Subtitles تملأ نظامنا الشمسي وبينما يبدأ المذنّب بالاقتراب أكثر نحو الشمس
    Kütleçekimi, gezegenleri Güneş'e doğru çekiyor ama yörüngesel ivmelerinden dolayı Güneş'in çevresinde dönmeye devam edip, onun içine düşmüyorlar. Open Subtitles تقوم الجاذبية بسحب الكواكب نحو الشمس ولكن بسبب عزمها الدائري تبقي على حركتها حول الشمس ولا تسقط داخلها

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more