"earl'" - Translation from Turkish to Arabic

    • ايرل
        
    • إيرل
        
    • الإيرل
        
    • إيريل
        
    • ايريل
        
    Yer istasyonlarından hava balonlarından, Uncle Earl'ün çalışmalarından gelen verileri birleştiriyoruz. Open Subtitles لقد وضعناها بكبلات سوية من المحطات الأرضية. بلونات الطقس العم ايرل.
    Tamam, Earl, neden bizim için listeden bir madde seçmiyorsun? Open Subtitles حسناً ايرل لمذا لا تخبرنا كيف تختار من محتويات القائمة؟
    Earl, Dan ile teslimatı en kısa sürede yeniden dolduracaksınız. Open Subtitles ايرل , انت ودان ستقومون باعادة الطلب باسرع وقت ممكن
    Lütfen bana bunun içinde Earl grey çayı olduğunu söyle. Open Subtitles أوه، رجاء أخبرني هو إيرل الشاي الرمادي إحتوى في هذا.
    Umarım haklısındır Earl. Sanırım evcil bir hayvan bakmak için hazır değilim. Open Subtitles أظن بأنك كنت محقا يا إيرل أنا لست مستعدا لتربية حيوان أليف
    Hepsi de sıkça bulunan malzemeler. Yasemin çayı, Japon sencha çayı, Earl Grey ve hazırladığımız özel karışım. Burada, çayları etki seviyelerine göre aşağıdan yukarıya sıralanmış olarak görebilirsiniz. TED و كلها أنواع معروفة, الياسمين الصيني, السينشا الياباني, الإيرل جراي, و توليفة خاصة قمنا بتحضيرها. و كما ترون بوضوح أن كل نوع يختلف عن الآخر في الفاعلية من الأقل إلى الأكثر.
    Bu sabah Earl'ın odasında bir tutam dinlemeyi de ekleyebilirsiniz. Open Subtitles يمكنك ان تُضيف الأستماع الى اشياء من مكتب ايرل هذا الصباح
    Earl Warren gibi zeki bir adam bu saçma raporları okumuş olamaz. Open Subtitles لا أستطيع أن أصدق رجل ذكي مثل ايرل وارن قرأ كل هذه المجلدات
    Robert Earl'ün Dade'deki çocuk kaçırma davasında savcıydı. Open Subtitles هي كانت النيابة فى محاكمة روبرت ايرل عن قضية الخطف في ديد. أيلفت هذا إنتباهك؟
    Earl Basset'i aradığını söylediğinde, yakaladığım fırsatı gördüm ve de işsizdim. Open Subtitles عندما قال بانه كان يبحث عن ايرل باسيت علمت بان فرصة كانت تقترب , وانا كنت حاضرا.
    Kesinlikle, Earl. Bu operasyonda teknoloji ve uzmanlık konuşuyor. Open Subtitles اكيد ايرل, هذه جهاز احترافي عالي التقنية
    Earl alınma ama çok gerginsin. Open Subtitles لا اقصد الاهانة , ايرل ولكنك ترتعد ككلب شيواوا
    Yedi düvel üstümden geçsin ki, Earl, o rüya yüzünden altıma ettim. Open Subtitles أنا أقسم بالله يا إيرل لقد أوشك هذا الحلم أن يجعلني أتبول
    Kendimi kötü hissettim, çünkü Earl'ün listesindeki o maddeye ne yapacağını bilmiyordum. Open Subtitles لقد شعرت بالسوء لأنني لا أعلم ماذا سيفعل إيرل بخصوص لا ئحته
    Earl'e üzerinde bu işaret olan bir kamyonetin içinde ki adam tarafından işe alındığını ve adamın ona saldırdığını anlattı. Open Subtitles قال إيرل ذلك، بعد أن اتخذت، كان قد تم هجوم من قبل الرجل الذي كان يقود سيارة وعليه هذا الرمز.
    Fazla egitimli degil ama hirsli. Ve Earl'e inanilmayacak kadar benziyor. Open Subtitles ليس متعلماً كثيراً، لكنه طموح ويبدو مدهشاً مثل إيرل
    Doncaster'lı Earl, 17 yaşından beri eğerin kenarına oturuyor. Open Subtitles إيرل دونكاستر كان يمارس هذا الشيء منذ كان بعمر الـ17
    Komisyon, Yargıtay Başkanı Earl Warren'ın idaresinde olacak. Open Subtitles وسيرأس اللجنة رئيس المحكمة العليا إيرل وارين
    Earl's Court caddesinde bir tane var. Open Subtitles هناك واحد على طريق محكمة الإيرل
    Polisin tüm aramalarına rağmen, Liz Hunter ve Kristy Earl'in izi bulunamadı. Open Subtitles علي الرغم من عدة عمليات بحث للشرطة وبشكل موسع فلا أثر علي الإطلاق لصياد ليز هانتر أو كريستي إيريل
    Earl'ın kestiği çekleri imzalıyor. O da müzik sevmez. Open Subtitles انه يوقع فقط السيكات نيابة عن ايريل, والذى لا يحب الموسيقى ايضا.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more