bir ebeveyn olarak.. her şeyin ötesinde bir görevin var.. | Open Subtitles | لديك واجب واحد كوالد هو أهم من كل الواجبات الأخرى |
Elbette ki, bunu yalnızca çocuklarını buraya göndermek isteyen endişeli bir ebeveyn olarak yapardım. | Open Subtitles | أن العديد من معلميكِ لديهم, قضايا بالتأكيد, كنت أتحرّى فقط كوالد معني يفكّر بإرسال أبنائه إلى هنا |
Ama bizim için ebeveyn olarak, düzeltmek istediğimiz durumlardan biriydi. | Open Subtitles | هذه لحظة من لحظاتي كأم أتمني أن أعود و أصلحها |
mahkeme senin ebeveyn olarak yeterli olduğunu belirleyene kadar d.C.F.S.' yerleştirilecek onlar özel çocuklara kalacak yer sağlayabilir. | Open Subtitles | حتى يحكم القاضي بكفائتكِ كأم سيكون في دار رعاية الطفل -يمكنهم تولي رعاية الأطفال ذوي الأحتياجات الخاصة |
ebeveyn olarak öğrendiğim en zor derslerden birisi bazen sadece rahat olmak gerek. | Open Subtitles | أتعلم من أصعب الدروس التي تعلمتها كوالدة في بعض الأحيان عليك فقط الإسترخاء |
Mahkûmlar içinse çocukları için bir ebeveyn olarak bir şeyler yapabileceklerinin kanıtıdır. | TED | وتظهر للسجناء أنه يمكنهم تقديم شيء لأطفالهم كآباء. |
Bu artık teknoloji öncüsü veya mahremiyet avukatı olarak değil; bir ebeveyn olarak benim. | TED | لم يعد الأمر يتعلق بكوني رائد تقنية أو مدافعا عن الخصوصية؛ هذا أنا كأب. |
İlgili bir ebeveyn olarak, son durum değerlendirmenizin ne kadar zaman geçti? | Open Subtitles | كوالد مهتم ، كنت آتسأل متى كان آخر تقيم لأدائك ؟ |
O zaman bir ebeveyn olarak olumlu olmadığını düşündüğünüz bir şeyin aslında olduğunu görürsünüz. | Open Subtitles | ثم لاحظت أن الأمر إيجابي هكذا تبدأ بالتفكير كوالد في كثير من الأشياء التي لم تعلم أنها ستكون إيجابية |
Çocuğunuza hayatta kalmayı öğretirseniz, ...ebeveyn olarak görevinizi yapmış olursunuz! | Open Subtitles | و تكون قد إنتهيت من مهمّتك كوالد |
ebeveyn olarak ikileme düştük. Hangisi daha önemli? | Open Subtitles | لذا كنت متردداً كوالد بشأن ما هو الأفضل |
Ama bir ebeveyn olarak nasıl davrandığın ilgilendirir. | Open Subtitles | ولكن كيفية تصرفك كوالد تعد كذلك. |
Sanırım bir ebeveyn olarak en iyi özelliğim istikrarlı, sevecen, evli bir adam olmam. | Open Subtitles | أعتقد أن أفضل ميزة بي كوالد هي أنا مستقر , محب , رجل متزوج . |
Söylemem gerekiyor ki bir ebeveyn olarak bu beni derinden etkiledi, çünkü biliyorum, bu araştırmayı yapmasaydım eğer ben de çocuğumla doğum kontrolü, hastalıktan korunma, razı olma hakkında konuşurdum çünkü ben modern bir ebeveynim ve şöyle düşünürdüm ... | TED | كأم بنفسي، ينبغي أن أقول لكم الذي صدمني بشدة، لأنني أعرف وإن لم أكن قد اشتركت في ذلك البحث، لتحدثتُ إلى طفلي حول وسائل منع الحمل، حول الحماية من الأمراض وحول الموافقة لأنني امرأة معاصرة، وأعتقدتُ بأن الأمر تم بشكل جيد. |
Bir ebeveyn olarak benim çocuğum yalnız olsaydı diye düşündüm... | Open Subtitles | فظننت, كأم, ان كان ابني لوحده هنا, سوف- |
Ona bir ebeveyn olarak farklı ne yaparsın diye sordum çünkü sanırım hepimiz anne babamızdan farklı şeyler yapıyoruz. | Open Subtitles | أنا سالت (سو) عما ستفعله بطريقة مختلفة كأم لأني أظن أن كل منا لديها أمور يود أن يفعلها بإختلاف عن والديه |
Risk almamı istemezdin ben de bir ebeveyn olarak Sue'ya bunu farklı söyledim. | Open Subtitles | ولهذا أخبرت (سو) أن هذا ما سأفعله بطريقة مختلفة كأم |
Bu trajediden sonra, yıllarca, geçmişi detaylıca düşündüm, bir ebeveyn olarak nerede başarısız olduğumu anlamaya çalıştım. | TED | لعدة سنين بعد المأساة تعمقت خلال الذكريات، محاولةً تحديد الجانب الذي فشلت به كوالدة. |
Bu yüzden hareketlerimde onun ebeveyn olarak herhangi bir etkisi yok. | Open Subtitles | .. لذلك تصرفاتي يجب أنها من شيء آخر التأثير على رأيك منها كوالدة |
Demek istediğim, bir ebeveyn olarak, okul dışında bir etkinlik düzenlemek istiyorsanız, ancak Anchor Beach'den izin belgesi istemeniz gerekiyorsa bu okulu da kapsar. | Open Subtitles | أعني أنه أمر مختلف إن كنت كوالدة تريدين تنظيم حدث خارج المدرسة ولكن أن تطلبي |
Bu bir ebeveyn olarak için umut olabilir en iyi olduğunu. | Open Subtitles | . هذا أفضل ما يمكننا أن نفعله كآباء |
ebeveyn olarak mı, insan olarak mı? | Open Subtitles | كآباء أو على الأرض؟ |
ebeveyn olarak, çocuğunuza öğretmeniz gereken bazı şeyler var bildiğiniz gibi... ve kimsenin yapmaları gerektiğini veya nasıl yapacaklarını söyleme zahmetine girmeyecekleri diğer şeyler. | Open Subtitles | كأب هناك اشياء تعرف ان من المفترض ان تعلمها لاولادك و اشياء اخر لا احد يهتم ان يخبرهم بها |