"ebeveynlerden" - Translation from Turkish to Arabic

    • الوالدين
        
    • الأبوين
        
    Ebeveynlerden çok çocuk olunca çocuklardan biri başka bir çocukla ilgileniyor. Open Subtitles عندما يفوق عدد الأبناء عدد الوالدين فسيتولّى الإبن الأكبر أحد الأبناء
    Ebeveynlerden birisinin dönüşüyle diğeri beslenmek için denize gitmekte özgür kalır. Open Subtitles بالمقابل , يكون أحد الوالدين حرا ليعود للبحر لإطعام نفسه
    Normalde Ebeveynlerden biri ölürse diğeri acısını,.. Open Subtitles عادة عندما يموت احد الوالدين الآخر الباقي يميل نحو التعويض الزائد
    Çünkü okyanusun ortasında bir aile kayıkta mahsur kalsa Ebeveynlerden biri kürek çekmek zorundadır. Open Subtitles لأنه لو كنا عائلة عالقة في قارب النجاة في وسط المحيط أحد الوالدين لربما يريد الاستمرار في التجديف
    Yani Ebeveynlerden herhangi biri imza verip para çekebilir. Open Subtitles حساب تحت الوصايا مما يعني أن كيلا الأبوين يمكنهم أن يوقعوا و يسحبوا من الحساب
    Ebeveynlerden biri bazen ortada olmayabilir. Open Subtitles في بعض الأحيان يضطر أحد الوالدين لأن يكون غائبا، لسبب معين
    Ebeveynlerden birini koz olarak kullanıp diğeriyle hesapları boşaltacağını düşünüyorsun. Open Subtitles انت تعتقد انه سيستخدم احدى الوالدين كوسيلة ضغط ليجعل الاخر يقوم باخلاء الحساب
    Kelimenin tam anlamıyla derimizin altına nüfuz eden ve fizyolojimizi değiştiren, çok şiddetli ve yaygın bir tehditten söz ediyorum: İstismar veya ihmal edilme gibi şeylerden veya akıl hastalığı veya madde bağımlılığının pençesindeki Ebeveynlerden. TED أنا أتكلم عن التهديدات التي كثرت حدّتها وانتشارها التي تتوغّل داخل جلدنا وتغير وظائف أعضاء جسمنا أشياء مثل سوء المعاملة والإهمال أو النشوء داخل بيت يكافح فيه أحد الوالدين ضدّ مرض عقلي أو إدمان المخدّرات
    Parkta oynayan çocukları inceleyen bir araştırmada, araştırmacılar ironik bir şekilde itfaiye direğiyle oynamak isteyen küçük kızların anne ve babaları tarafından uyarıldığını ve kız çocukları bu direkle oynamakta ısrar ettiklerinde, Ebeveynlerden birinin mutlaka yardım ettiğini söylüyor. TED اُجريت دراسة تتضمن عمود تسلق في ساحة لعب، بشكل ساخر. رأى فيها الباحثون أن الفتيات الصغيرات أكثر عرضة للتحذير بواسطة آبائهن وأمهاتهن من خطورة تسلقه، وإذا أصرّت الفتيات على اللعب بعمود التسلق، من المرجح جدًا أن يساعدها أحد الوالدين.
    Ebeveynlerden biri Musevi ise bu testi uyguluyorlar. Open Subtitles -انهم فقط يقوم باجراء التحليل اذا -كان احد الوالدين يهودى
    Dur tahmin edeyim Garcia, Ebeveynlerden biri tıbbi doktor. Open Subtitles دعيني أحزر غارسيا أحد الوالدين طبيب
    Ne yazık ki Ebeveynlerden birşey saklamak Raja'nın kavrayamadığı bir kavramdı. Open Subtitles "للأسف، إخفاء الأسرار عن الوالدين هو أحد المفاهيم الأميركيّة التي لا يفهمها (راجا)"
    Ebeveynlerden biri ya da ikisi... Open Subtitles كلا الوالدين أو أحدهما كانوا...
    Ebeveynlerden biri biraz... Open Subtitles أحد الوالدين لديه...
    Normalde, Ebeveynlerden biri yavrulara bakarken diğeri balık avlamaya gider. Open Subtitles عادة يذهب أحد الأبوين للصيد بينما يعتني الآخر بالصّغار.
    Ebeveynlerden biri Wesen'sa ama diğeri değilse, çocuk ne olur? Open Subtitles إذا، لو كان أحد الأبوين "فيسن" والآخر ليس كذلك، ماذا ستكون طبيعة الطفل وقتها؟
    Ebeveynlerden biri Wesen'sa ama diğeri değilse, çocuk ne olur? Open Subtitles إذا، لو كان أحد الأبوين "فيسن" والآخر ليس كذلك، ماذا ستكون طبيعة الطفل وقتها؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more