"ebeveynlerinden" - Translation from Turkish to Arabic

    • والديه
        
    • والديهم
        
    • آبائهم
        
    • الوالدين كذلك
        
    • آبائها
        
    Her jenerasyon ebeveynlerinden iki kat kadar daha iyi durumda. TED بحيث يكون مستوى معيشة كل جيل ضعف مستوى معيشة والديه
    İnsanlar William Grace hakkında ne zaman konuşsa, hep ebeveynlerinden ve kardeşi Henry'den de bahsetti. Open Subtitles في كل مرة تحدث الناس عن ويليام غرايس كانوا يتحدثون عن والديه وعن شقيقه هنري
    ebeveynlerinden miras kalan nefretlerine kendi ideallerini ve sabırsızlıklarını ekleyecekler. Open Subtitles من الكراهية الموروثة من والديهم سيضعون مثاليتهم وعد مصبرهم
    Çocuklar için bu yaşlarda ebeveynlerinden başka birilerine açılmaları normaldir. Open Subtitles من الطبيعي أن يأمن المراهقون أسرارهم لدى شخص آخر غير والديهم
    O zaman belki de birçok çocuk ebeveynlerinden ayrılmak zorunda kalmazdı. TED وعندها ربما، لن يضطر الكثير من الأطفال إلى الانفصال عن آبائهم.
    Şu anki nesil bunu ebeveynlerinden öğrenmişti, ...şimdi de onlar kendi yavrularına öğretecekler. Open Subtitles أجيال متعاقبة تعلّمت الدرس من آبائها وبدورها ستعلّم الدّرس لصغارها
    Evet, aslında Kur'an ebeveynlerinden hiç bahsetmez. Open Subtitles أجل، حسناً في الواقع القرآن لم يذكر والديه
    Maalesef Milo'nun medikal kayıtlarını ebeveynlerinden başkalarına söylemiyor. Open Subtitles للأسف، لا يمكنه مناقشة نتائج ميلو الطبية مع أي أحد غير والديه
    ebeveynlerinden ve yoksul mirasından koparılan bir çocuğun yükseldiğinin ve sessizce dünyanın en kudretli adamını Open Subtitles أريد أن يكون معلوماً, من دون أي التباس, أن صبياً انتُزع من والديه, ومن حقه الضئيل بحكم الولادة , انتفض
    Bir çocuk daha ebeveynlerinden biri olmadan büyümek zorunda kaldı çünkü o canavarı durduracak Flash ortalıkta yoktu. Open Subtitles والآن طفل آخر عليها أن يترعرع دون أحد والديه لأن البر لم يتواجد ليوقف ذاك الوحش
    Sen ebeveynlerinden harçlık almadan geçinemeyen yetişkin bir adamsın. Open Subtitles أنت الكبار الذين لا يمكن الحصول عليها من قبل دون بدل من والديه.
    Yabani kuşlarda benzer bir şekilde ebeveynlerinden uzağa keşif uçuşları yapıyorlar. Open Subtitles الطيور البرية تفعل رحلات استكشافية مماثلة بعيدا عن والديهم,
    Bu Amerikan çocuklarının yaşam sürelerinin ebeveynlerinden daha az olacağı ilk kuşak olacak. Open Subtitles من المفترض أن يكون هذا أول جيل من الأطفال الأمريكيين المتوقع عيشهم حياة أقصر من والديهم
    ebeveynlerinden birinin temellerini burada attığımızı da. Open Subtitles . وان واحد من والديهم قد صنع هنا
    Onlara da uzun seneler önce ebeveynlerinden miras kalmış. Open Subtitles ورثوه منذ فترة طويلة من والديهم
    Hastalık Kontrol Merkezi daha da ileri giderek 2000 yılında doğan bu çocukların ülkemiz tarihinde ebeveynlerinden daha genç bir yaşta ölen ilk nesil olabileceğini iddialarına kattı. TED حسناً , مركز التحكُّم بالأمراض وصل الى حد القول بأن هؤلاء الأطفال في عام 2000 قد يكونون الجيل الأول في تاريخ بلادنا , حيث توفوا في أعمار صغيرة قبيل والديهم .
    Bizler, son dört nesildir yetişkinler çocuklarımızı kendi ebeveynlerinden daha kısa bir yaşam süresi ile ödüllendirdik. TED نحن، البالغين من الأربع أجيال الأخيرة، قمنا بوضع أطفالنا أمام مصير لفترة حياة أقصر من التي يقضيها آبائهم.
    İpucu, bebekleri ebeveynlerinden farklı yapan 'takas ve karıştırma genleri' mekanizmasında yatıyor. Open Subtitles يوجد المفتاح في الآلية التي تبادل و تخلط الجينات لتجعل الأطفال مختلفين عن آبائهم
    İşte bu yüzden ebeveynlerinden önce çocuklar ölmeli. Open Subtitles هذا هو السبب لماذا على الأطفال الموت. قبل أن يموتوا آبائهم.
    Bir kaktüsün hayatı boyunca ürettiği 40 milyona yakın tohumdan ...sadece birinin ebeveynlerinden daha uzun yaşama ihtimali oluyor. Open Subtitles من ال 40 مليون بذرة التي ينتجها الصّبّار طوال فترة حياته هنالك فرصة لواحدة فقط لتصبح نبتة لتعمّر مع آبائها

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more