Ürettikleri ürünlerle olan bağları, Marx'ın hayal edebileceğinden çok daha karmaşık, şaşırtıcı ve bir o kadar da eğlenceliydi. | TED | علاقتهم مع منتج عملهم كانت أكثر تعقيدا، مدهشة ومضحكة أكثر مما يمكن أن يتخيل. |
Ama şu inananların hayal edebileceğinden... çok daha fazla acıları var. | Open Subtitles | أولئك الأتباع يعانون بفظاعة أصعب مما يمكن لك توقّعه |
Bu arada, "senin gibiler" tam olarak kimler oluyor? Gözleri senin hayal edebileceğinden çok daha büyük gerçekliğe açılan kimseler. | Open Subtitles | الأشخاص الذين يعرفوا الحقيقة الأعظم مما يمكن أن تتخيل |
Tatlım, bu iş hayal edebileceğinden çok daha büyük. | Open Subtitles | هذا الأمر أكبر بكثير يا عزيزتي مما يمكنك أن تتخيليه |
Bu senin hayal edebileceğinden çok daha büyük ve derin. | Open Subtitles | هذا أكبر وأكثر خفاء مما يمكنك أن تستوعبه |
Seni tahmin edebileceğinden çok daha fazla seviyor. | Open Subtitles | أنها تحبك أكثر مما يمكنك أن تعرف. |
Herhangi bir insanın elde edebileceğinden çok daha fazla. | Open Subtitles | أكثر مما يمكن لأى بشرى الحصول عليه |
Hayal edebileceğinden çok daha fazla. | Open Subtitles | أكثر مما يمكن أن تتخيل أبدا |
Sevgili dostum, senin veya Red John'un hayal edebileceğinden çok daha fazlasını biliyorum. | Open Subtitles | حبيبي العزيز ، أعرف أكثر من ذلك بكثير منك أو (ريد جون) ، أكثر مما يمكن تخيّله |
Baş edebileceğinden çok daha fazla kadın var burada. | Open Subtitles | امرأة اكثر مما يمكن ان تحتمل |
Catherine, hayal edebileceğinden çok daha fazla üzgünüm, biliyor musun? | Open Subtitles | (كاثرين) أنا أكثر أسفاً مما يمكنك أن تتخيل , كما تعلم ؟ |