İki, üç gün uyumadan idare edebiliyorum. | Open Subtitles | بوسعي البقاء ثلاثة أيام دونما يغمض لي خفنٌ. |
Programınızın ne kadar yoğun olduğunu tahmin edebiliyorum. | Open Subtitles | حسنٌ، بوسعي التصوّر كم أن جدول مواعيدك مشغول. |
Evet, tahmin edebiliyorum. Korkunç bir sinir harbi olmalı. | Open Subtitles | نعم, استطيع ان اتخيل, لابد وانها معاناة قاسية |
kamera kızılötesi noktayı görüyor ve kamera piksellerinin yerlerini projektör piksellerine kayıt edebiliyorum (yazdırabiliyorum). Şimdi bu bir beyaz tahta yuzeyi gibi oldu. | TED | ترى الكاميرا النقطة الحمراء ويمكنني معرفة موقعها على الكاميرا مقارنة بموقعها على الشاشة. وهي الآن كسطح السبورة |
Hayır, hâlâ Budist'im. Ama ailemle de ibadet edebiliyorum. | Open Subtitles | كلاّ، ما زلت بوذيّة، لكن بإمكاني أن أتعبد مع عائلتي أيضاً |
Hepsi kendini düşünüyor. Aradaki fark, ben kendime itiraf edebiliyorum. | Open Subtitles | يسعون جميعاً لأجل أنفسهم الفارق أنّني أستطيع الاعتراف بذلك لنفسي |
Dr. Foster, baskı altında kendimi nasıl kontrol edebiliyorum görüyorsunuz. | Open Subtitles | صادق. أترِ يمكني أنّ أتدبر أمري تحت ضغط، يا د. |
O vahşilerle yaşayınca... Tahmin edebiliyorum. | Open Subtitles | بعد العيش مع أولئك الهمج , يمكنني ان اتخيل |
Büyükannelerin torunlarıyla, arakadaşlarıyla sosyal oyunlar oynayabildiğini ve evdeki başka hertürlü aktiviteyi, uyumadan önce anlatılan bir hikaye gibi, paylaşabildiğini hayal edebiliyorum. | TED | بامكاني تخيل الجدات ان يكن قادرات على القيام بأدوار اجتماعية مع حفيداتهن مع اصدقائهن و امكانية المشاركة في كل انواع النشاطات حول المنزل مثل المشاركة في قصة قبل النوم |
Yaptıklarından sonra ne kadar üzgün olduğunuzu hayal edebiliyorum. | Open Subtitles | بأمكاني تصور مقدار أستيائكم مما فعلوه. |
Eğer bunu yapan vampirlerse emri kimin verdiğini tahmin edebiliyorum. | Open Subtitles | إن كان هذا بفعل مصاصي دماء، فأوقن أنّ بوسعي تخمين العقل المدبّر. |
Sabahtan beri dışarı çıkmasam da öyle olabileceğini tahmin edebiliyorum. | Open Subtitles | لم أخرج منذ هذا الصباح لكن بوسعي أن أعرف إنه كذلك. |
Evet, kontrol altına alabiliyorum. Okulumu kontrol edebiliyorum. | Open Subtitles | بلى, يمكنني بوسعي السيطرة على مدرستي |
İki çizgi. Hala kontrol edebiliyorum. | Open Subtitles | خطوط دائريه ، مازال بوسعي تحريكها |
Hayal edebiliyorum. Karşınızda dünyanın tek minyatür atı El Diablo. | Open Subtitles | استطيع ان ارى الان تقديم الديابلو الحصان الصغير الوحيد فى العالم |
Her tarafım tozdan öyle kirlendi ki, güçbela hareket edebiliyorum! | Open Subtitles | عندي مثل هذه الحالة السيئة لتلوث الغبارِ بالكاد استطيع ان اتحرك |
Sisteme bu şekilde ısı enjekte edebiliyorum, veya iki parmağım ile ayırabilirim. | TED | معا. ويمكنني أن أضخ الحرارة في هذا الجسم أو أستطيع أن أسحبه إلى جانبين اثنين باستعمال إصبعي الاثنين |
Sen neden buradasın tahmin edebiliyorum, dostum. | Open Subtitles | بإمكاني أن أحزر سبب جلبه لك هُنا يا صاح. |
İlk Noel günü onlar için nasıldır zar zor hayal edebiliyorum ancak. | Open Subtitles | أستطيع فقط أن اتخيل ماكان يعني ذلك لهم في أول عيد ميلاد |
Ne kadar korkutucu olduğunu hayal edebiliyorum. | Open Subtitles | يمكني تخيّل أن الأمر كان مخيفاً جداً |
Zihnimde bir planın her bir parçasını ve noktasını test edebiliyorum. | Open Subtitles | يمكنني ان أمشي في المخطط و أتفحص كل التفاصيل |
Evet, kim olduklarını tahmin edebiliyorum! Evet. | Open Subtitles | -أجل, اراهن انه بامكاني تخمين من هما! |
Ruhum Savaşın atlısına ait... ..ama şimdilik hala kendimi kontrol edebiliyorum. | Open Subtitles | روحي تعود إلى الفارس لكن لهذا الوقت ... لا زال بأمكاني التحكم بأفعالي |
Hakkımda neler söylediğini tahmin edebiliyorum. | Open Subtitles | وأستطيع التخيل عما قاله عني عن جنس الليمو |
- Anlaşıldı. - Buradan takip edebiliyorum. | Open Subtitles | روجر أنا يُمْكِنُ أَنْ أُراقبَها مِنْ هنا |
Bu sınavı geçtiğinde de nasıl sevineceğini hayal edebiliyorum. | Open Subtitles | يمكنني فقط أن أتخيل العنفوان الذي تقوم بتطبيقه بين الأوراق |
Sophie'ye göre nasıl olduğunu tahmin edebiliyorum. | Open Subtitles | بالنسبة لحياة صوفي انا استطيع فقط ان اصورها |
Demek istediğim, ben bir doktorum ve ben bile dediklerini zar zor takip edebiliyorum. | Open Subtitles | أقصد بأنني أنا طبيب و بالكاد يمكنني فهمها |
Hayal edebiliyorum. Ama bu senin için iyi bir şey. | Open Subtitles | أستطيع تخيّل ذلك لكنّ ذلك أفضل لك |