"edebiliyoruz" - Translation from Turkish to Arabic

    • يمكننا
        
    • نستطيع
        
    Böylelikle, tüm insan genomunu sadece saatler içinde tayin edebiliyoruz. TED والآن و خلال ساعات فقط يمكننا أن نحدد الجينوم البشري
    Her inşa ettiğimiz 10 evle ihtiyaç sahiplerine bir ev inşa edebiliyoruz. TED لذلك مقابل كل 10 منازل نبنيها، يمكننا بناء منزل لشخص محتاج.
    Kazayı tahmin edebiliyor ve herkes için en güvenli yolu hesaplamak için kimin, hangi arabaların yoldan çekilmesinin daha uygun olacağını tahmin edebiliyoruz.. TED يمكننا أن نتنبأ بالحادث و يمكننا أن نتنبأ من, أي سيارات هي في أفضل المواقع للابتعاد من الطريق للقيام بمعرفة الطريق الآمن للجميع
    Aydınlatma görevini yerine getiriyor, ama aynı zamanda, bu veriyi transfer edebiliyoruz. TED انه يؤدي وظيفة الاضاءة لكن في نفس الوقت نستطيع بث هذه البيانات
    Tanrınızın oğlunun doğum gününü böyle mi kutluyorsunuz? Biz Amerikalılar aynı anda hem eğlenip hem de ibadet edebiliyoruz. Open Subtitles بهذه الطريقة تحتفلون مبيلاد إبن ربكم ؟ نحن الأمريكان نستطيع أن نحصل على المرح و القداسة في نفس الوقت
    Ve böyle yaparak, sahiden bir mamut ve Asya Fili arasındaki farkları ayırt eden küçük noktaları elde edebiliyoruz. peki o zaman bir mamut hakkında neler biliyoruz? TED وبفعل هذا، يمكننا الحصول على جميع النقاط الصغيرة التي تمّيز بين الماموث والفيل الآسيوي، مالذي نعرفه إذاً عن الماموث ؟
    İlginç olan şey hız, yönelim ve hareket şeklinin tipini, sinyallerle oynayarak tamamen kontrol edebiliyoruz. TED والمثير للاهتمام، أنه من خلال اللعب بهذه الإشارات، يمكننا التحكم بالسرعة والاتجاه ونوع المشية بشكل كلي.
    Yani, saatlik video başına 15 dolar ve selüloit saat başına yaklaşık 100 ile 150 dolarla oldukça ucuz bir fiyata materyalleri elde edebiliyoruz, ve bunları internete koyabiliyoruz. TED لذلك 15 دولار لساعة الفيديو و ايضاً حوالي 100 دولار الى 150 دولار لساعة التسجيل السينمائي يمكننا الذهاب و الحصول على المواد بشكل رخيص جداً و رفعهم على الشبكةَ
    Şimdiye kadar sadece birkaç kübiti aynı anda, aynı yerde kontrol edebiliyoruz. TED للآن، يمكننا التحكم بعدد كافٍ من الكيوبتات في نفس المكان والزمان.
    Ama şu an 2030 gibi hayal edebiliyoruz. TED لكن في هذه اللحظة يمكننا تخيل أن هذا سيحدث في أعوام 2030.
    Çünkü, aslında bizler devamlılığı hayal edebiliyoruz. TED لانه يمكننا ان نتخيل، في الجوهر الاستمرار
    Altı metreküp yerimiz var, bu sayede hareket edebiliyoruz... Open Subtitles لدينا حوالي 21 قدم مكعب إذا يمكننا أن نتحرك بسهولة
    Lütfen bana benzin için fişi verir misin? Görünüşe göre, bu yolculuğun tamamını hükümete fatura edebiliyoruz. Open Subtitles منالواضح, يمكننا محاسبة الحكومة على هذه الرحلة
    İçeri girmek için sterilize edebiliyoruz ancak dışarı çıkmaları için, o dünyayı sterilize edemiyoruz. Open Subtitles يمكننا تعقيمكما لتدخلا، لكن لا يمكننا تعقيم العالم لهم لكي يخرجوا.
    Hatalarımızı kabul edebiliyoruz, ve değişiklikten korkmuyoruz. Open Subtitles يمكننا أن نعترف بأخطائنا ، واننا لسنا خائفين من التغيير.
    Bize hayat veren sıvıyı emsali görülmemiş bir şekilde manipüle edebiliyoruz. Ve bu da bize bir sorumluluk yüklemektedir. TED نستطيع التلاعب ببلازما الحياة بقوة غير مسبوقة. وذلك يضع على عاتقنا مسؤولية.
    Ufak mesajlar elektrik dalga üretmek için birleşebiliyor, biz de bunu monitörlerle tespit edebiliyoruz. TED تتجمع هذه الرسائل الصغيرة لتشكيل موجة كهربائية نستطيع كشفها على شاشة الحاسوب
    Bu teknolojiyi kullanarak, yalanla ilintili saklı duyguları ortaya çıkarıp insanların yalan söylediğini tespit edebiliyoruz. TED وباستخدام هذه التكنولوجيا، نستطيع حالياً كشف المشاعر الخفية المرتبطة بالكذب، وبذلك نكشف أكاذيب الناس.
    Bunu yapabildiğimizden dolayı, nanomateryalleri önceden kullananların çemberlerinden çok daha hızlı çemberler inşa edebiliyoruz. TED ولأننا نفعل ذلك، نستطيع بناء دوائر تكون أسرع أضعافا مضاعفة أكثر من أي شخص استطاع استخدام مواد النانو من قبل.
    Günümüzde kumaşları,... parmak izlerini, saç, kemik,... diş kayıtlarını, dokuları analiz edebiliyoruz ve elbette... kanı... Open Subtitles اليوم نحن نستطيع تحليل الالياف،البصمات و الشعر العظام،سجلات الاسنان،الانسجه و بالطبع الدم
    Kalıptan cinayet silahını teşhis edebiliyoruz da. Open Subtitles من القوالب نستطيع التعرف على سلاح الجريمة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more